yeni bir sayfa araladım kendime...
ne kanımdaki alkol oranları tutuyor artık
nede sevdayı konu alan kelimelerin kafiyesi tarifi bir turlu tamamlanamamış sonradan yapılan eklemelerle tadı iyice bozulmuş gibi parmaklarımın ucuna gelene kadar kuruyor hislerim aklıma böyle bir kaybı nasıl anlatırım bilmiyorum en cok seni seviyorum dedigim zamanlarda en az senin bana bağlandıgın kadar kendimi sana bagladıgım ipini cözünce bu ucurtmanın saclarını sımsıkı bir arada tutan tokaların yorgun alnına düşerken turuncu ayrılıgın senin alıştığın benim yoklugum benim kabul edemediğim bu uzaklık tenimde yanıp duran kafiyesi bir turlu tutturulamayan seni istedigimi bildigin için mi bu kadar uzaksın bana bitiyorsa eğer bitmiştir aksini ispat etmekten yoruldum onsekiz yasında kücük bir cocugum hala telli arabalarım camdan bilyelerim gazos kapaklarım hala kucuk bir cocugum gozlerimin icine bakınca gorebileceklerin ağır bir hüzün deryasından baska bir sey değil dudaklarımdaki tebessumden arda kalan nokta kullanılamayan cumlelerim uyandım gozlerimi actıgımdan beri ihtiyarlıyorum kafamın icindeki her düşünce kabuk bağlıyor doğru kan grubu bulunamadıgı icin yogun bakımda tutulan hasta gibi bedenim dijital makinalardan aldıgım sen takviyelerim yetmiyor ne biri fişini cekiyor ne de izin veriliyor yüce yargı tarafından yuce yargı bir suredir başka işlerle mesgul varlıgım karsılıksız bir armagandı karsılıksız cıktıgım icin belkide üzeri karalanıp teşhire sunuldum simdi elimde telli arabalarım bitmişse bitmiştir zorlandıgım bunu anlamak belki de bu yuzden bir turlu susup alıp aklımı başıma ellerimi cebime sokup yol alamayışım... durup durup aynı kafiyeyi kurarken nasıl oluyorda bir kadına bu kadar kolay teslim oluşlarım... |
ne kanımdaki alkol oranları tutuyor artık
nede sevdayı konu alan kelimelerin kafiyesi
tarifi bir turlu tamamlanamamış
sonradan yapılan eklemelerle tadı iyice bozulmuş gibi
parmaklarımın ucuna gelene kadar kuruyor hislerim
aklıma böyle bir kaybı nasıl anlatırım bilmiyorum
en cok seni seviyorum dedigim zamanlarda
en az senin bana bağlandıgın kadar
kendimi sana bagladıgım
ipini cözünce bu ucurtmanın
saclarını sımsıkı bir arada tutan tokaların
yorgun alnına düşerken turuncu ayrılıgın
senin alıştığın benim yoklugum
benim kabul edemediğim
bu uzaklık
tenimde yanıp duran
kafiyesi bir turlu tutturulamayan
seni istedigimi bildigin için mi bu kadar uzaksın bana
bitiyorsa eğer bitmiştir
aksini ispat etmekten yoruldum
onsekiz yasında kücük bir cocugum hala
telli arabalarım camdan bilyelerim gazos kapaklarım
hala kucuk bir cocugum
gozlerimin icine bakınca gorebileceklerin
ağır bir hüzün deryasından baska bir sey değil
dudaklarımdaki tebessumden arda kalan
nokta kullanılamayan cumlelerim
uyandım
gozlerimi actıgımdan beri ihtiyarlıyorum
kafamın icindeki her düşünce kabuk bağlıyor
doğru kan grubu bulunamadıgı icin yogun bakımda tutulan hasta gibi bedenim
dijital makinalardan aldıgım sen takviyelerim yetmiyor
ne biri fişini cekiyor
ne de izin veriliyor yüce yargı tarafından
yuce yargı bir suredir başka işlerle mesgul
varlıgım karsılıksız bir armagandı
karsılıksız cıktıgım icin belkide
üzeri karalanıp teşhire sunuldum
simdi elimde telli arabalarım
bitmişse bitmiştir
zorlandıgım bunu anlamak
belki de bu yuzden bir turlu susup
alıp aklımı başıma
ellerimi cebime sokup yol alamayışım...
durup durup aynı kafiyeyi kurarken
nasıl oluyorda bir kadına bu kadar kolay teslim oluşlarım...
şiir bütünüyle muhteşemdi...
bugün bu kadar güzel bir şiir okumadım desem yalan olmaz...
evet şair bu kadar kolay teslim olunur saçları rüzgarda bir kadına...
o kendi havasında kendi dünyasında...
seni takmaz gecesinin bir kenarına iliştirmez...
öksüz bakar gözlerin o sana sırt çevirirken...
günümün şiiridir...
tebrikler...