ağır mevzu...
sarsıntısında bir yıkılışın
yolsuzluk davalarından yorulmus devlet savcısı gibiyim yargıladıklarımın ötesinde kendimi sorguya cekerken acılıyor gozlerim hala baska bir ulkenin sancagı altında nefes alıyor gibiyim ne bir sevdanın karanlıgında ne de bir yazarın satırları arasında umutsuz, bir vadinin soguk ikliminden sorumlu tanrı gibiyim bana adanılan adakların ötesinde kurumsal alanlardaki özgurluklerden muzdarip hala bir kanun hukmunde kararname kadar karamsarım yazdıgım her satırım aslına ihanet ediyor ve uzun zamandır aslına ihanetler suc kapsamına alınmıyor... kırmızı ojelerin, esmer tenine degmemiş kıs guneslerin sen, yatagının kıyısında ruyalara daldıgım kadın uyandıgımda aklımın sınrlarında baska ulkelere ilticayı dusundugum kokun uzerime sinmişken baska iklimleri dusunup urperdigim seni dusunup kendimi koklarken yaklanmısım bir trafik polisine asırı sürrattan ceza yerken zamanı kacırmaktan korkar aklımı korumanın sınrları icinde baska bir gerceklige uyanan... gelirsin diye paspasın altına bıraktıgım anahtarlarım uzun suredir baska kadınlar tarafından aralanan kapılarım sensin diye elime aldıgım kalem seni yazamadıgım icin bu kadar karamsarım.... |