deniz katran gökte derin mor parçalanmış ciğere çürümüş ete benziyor. dört yan ufuksuz kalmış heybetli bir kale duvarı gibi loşlukla sınırlanmış panorama; bir adam duruyor katran kayada is yolluyor nefesiyle yıkılmış geceye, yaşı yaşım saçı saçım, kordan kasketi alevden paltosu benim, şeytan üflemiş yüzüne suratı cüzzam bahçesi, dilini dilbazlar çalmış anlaşılmıyor yüreğinin lehçesi.
çağırdım şiirimin cinlerini, ezdiler zamanı her anı çiğneyip tükürdüler sürgün ettiler namusu, gözleri kandırıp pezevenk artığı fahişeler çaldı bakışları, yoksa denk mi sayılıyor sevdanın has bahçesiyle eski kerhane sokağı!
yine içime sızdım gizlice, isterseniz giydirin bana deli gömleğini inadına dinleyeceğim kendimi sessizliğin sinesinde; belki inilti duyacağım derinimde belki dişe dokunur bir kahkaha, telaşlanmayın! daha çok var sabaha.
sen uyu kuzum, nöbetçiler uyumaz; serin sularda yüz düşünde dinsin hasretin, saklı gölümüze el giremez fikrim de sağlamdır benim yüreğim de; her gecenin devriyesiyim artık dolaşıyorum etrafında kimse taş atamaz nilüferime.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
sen uyu kuzum, nöbetçiler uyumaz; serin sularda yüz düşünde dinsin hasretin, saklı gölümüze el giremez fikrim de sağlamdır benim yüreğim de; her gecenin devriyesiyim artık dolaşıyorum etrafında kimse taş atamaz nilüferime.
sen uyu kuzum, nöbetçiler uyumaz; serin sularda yüz düşünde dinsin hasretin, saklı gölümüze el giremez fikrim de sağlamdır benim yüreğim de; her gecenin devriyesiyim artık dolaşıyorum etrafında kimse taş atamaz nilüferime.
Öncelikle beyaz kurdele ile onurlandırılmış şiirinizi kutlarım.
Şiirnizde görülen manzara ( FOTOĞRAF ) karşısında duyduklarınız zaman zaman ibrişim kadar yumuşak / zamanzaman ise ustura kadar keskin ve yaralayıcı dizelerle anlatılıyor.Elbet şu soru akla geliyor?Fotoğrafın şiiri mi yazıldı; şiire mi fotğraf seçimi yapıldı. Eğer fotoğrafa şiir yazıldı ise söylelenlerin ürkütücü bir boyutu var.Nesnelerin tanımına ilkin dilimizden düşen her sözcük kişiliğimiz ve dünya görüşümüz hakkında çok önemli ipuçları verir.
Karamsar bakış mı var ?İyimser bakış mı var ? Her ikisi de var gibi görünsede şiir öfke kokuyor ve dürüst olmadığına inanılan her şey sorgulamadan geçiriliyor.Şair burada yüreğine ve bilincine güzelliğin hamisi olmak gibi bir misyon yüklüyor...(Fakat eski bir kerhane sokağında dönen fırıldakları çok iyi incelerken orad yaşanan ilişkilerle, sevgi ilişkileri nnin özü nedir ne değildir masya yatırılarak neşter vuruluyor;kolay gelsln zorlu bir operasyon sonuç;HASTA KURTULACAK MI ;KİMSE BİLMİYOR..TİNSEL ÇÖZÜMLEMELERİN YOĞUN DUYUMSANDIĞI BİR ŞİİRİ ZEVKLE OKUDUM.TEŞEKKÜRLER ŞAİR !
Saygıdeğer Şair, Öncelikle şiirimi önemseyip yorum yazma zahmetinde bulunduğunuz için sağolun; ancak yazdıklarınızın bir bölümüne katılmadığımı bilmenizde fayda var. Öncelikle ben fotoğraf işine açıklık getireyim, şiirlerimi her zaman Neslihan hanımla paylaşırım, bu da öyle oldu ve sağolsun kendisi bu fotoyu uygun gördü ve benim de ısrarımla şiirden sonra foto sayfaya eklendi.
Ben dünya görüşümü hiç bir zaman saklamadım ki benim şiirlerimde ip ucu arıyorsunuz. Ben yıllardır sosyalist ideolojiye inandım ve dönmeden de devam ediyorum.
Evet, dürüst olmayanları her zaman sorguladım, sorgulayacağım da. İki yüzlüler içinse ne beynimi yorarım ne de elimi...
Güzelliğin hamisi misyonu falan da yüklendiğimi sanmıyorum. Ben ancak sevdiğim birini savunurum, onun güzelliği beni ilgilendirir ve onu da hararetle korurum.
Karamsarlık şiirde ilk bölümde açıkça belirtilmiş zaten; sonra da günümüzün sözde sevdaları sorgulanmış. Salt sevgiden oluşan sevdayla diğerleri iki örnekle sunulmuş tarafımdan. Pezevenk sıfatı orada kasıtlı ve bilerek kullanılmıştır, çünkü bir çıkarın, bir satılmanın varlığını anlatmak istedim o dizelerimle...(Aşka dair)
sen uyu kuzum, nöbetçiler uyumaz; serin sularda yüz düşünde dinsin hasretin, saklı gölümüze el giremez fikrim de sağlamdır benim yüreğim de; her gecenin devriyesiyim artık dolaşıyorum etrafında kimse taş atamaz nilüferime.
çağırdım şiirimin cinlerini, ezdiler zamanı her anı çiğneyip tükürdüler sürgün ettiler namusu, gözleri kandırıp pezevenk artığı fahişeler çaldı bakışları, yoksa denk mi sayılıyor sevdanın has bahçesiyle eski kerhane sokağı!
usta imgeler gönül coşmuş bir kere vazgeçsede bu şiir çoğalı çoğlaır büyür yüreğine sağlık şair.
çağırdım şiirimin cinlerini, ezdiler zamanı her anı çiğneyip tükürdüler sürgün ettiler namusu, gözleri kandırıp pezevenk artığı fahişeler çaldı bakışları, yoksa denk mi sayılıyor sevdanın has bahçesiyle eski kerhane sokağı!
şiir çok güzel...görsel olarak da sanki bir şeyler anlatılmaya çalışılmış gibi. ters duran bir,ya da yarısı olmayan bir ev.bulutları da benzetiriz ya bazen.
sen uyu kuzum, nöbetçiler uyumaz; serin sularda yüz düşünde dinsin hasretin, saklı gölümüze el giremez fikrim de sağlamdır benim yüreğim de; her gecenin devriyesiyim artık dolaşıyorum etrafında kimse taş atamaz nilüferime.
güzel işlenmiş bir şiirdi değerli gönmül dostu yüreğine sağlık selamlarımla
sen uyu kuzum, nöbetçiler uyumaz; serin sularda yüz düşünde dinsin hasretin, saklı gölümüze el giremez fikrim de sağlamdır benim yüreğim de; her gecenin devriyesiyim artık dolaşıyorum etrafında kimse taş atamaz nilüferime.
Sevgili Ömer Nazmi.
Şiir serzenişlerden geçerek finalde huzura kavuşuyor. Şiirde geçmişin sorgulaması yapılırken geleceğe düşen bir umutla kıyaslanan duygular yoğunlukta.
Bazen insan hayat içerisinde doğruyu ağzında bıraktığı tatla anlar. Acıdan kalan tadın yerini zamanla farklı tatlara bıraktığı gibi.
Söz seçimlerinde ince detaylar ve betimlemeler mevcut, bu kaleme seçkinlik katıyor.
Koruma içgüdüsünde sevgiyi sahiplenen dizeler.
Beğenimle Sevgi ve saygılarımla Şiirle…
Şiire fotoğraf seçimini benim karelerimden seçmeniz ayrıca adıma sevindiricidir. Teşekkürler...
Ömer Nazmi şiiri cevahir kuş. kim taş atar o yüreğe ve dahası hangi yürek kucaklar lehcesi anlaşılmamış bu Stradivaryus yüreğe. nediyeyim denize vermeli seni yürek yürek taşımalı sevgili dost ve şiir mendili yapıp koymalı gömlek cebine her sorana göstermeli tanıdınız mı? Ömer Nazmi yürek bilicisi tercuman lehcesinde dünyayı kucaklayan şiir alın sizde verin epheye giden dünyaya yürek bilesin o da sevdiğine anlaşılma da olur sadece pervasız atsın saran sarmalayan mutlaka olur.
Hayatım hep gurbetlerde geçti. Nilüfer çiçeği kökü vardır ama hiç bir yere bağlı değildir ben ona bazen gurbetçi derim. Bu yüzden şiirde görünce kanımdaki hasret oranı yükseldi.
Şiir bir harika arkadaşım övgüler ve ödüller sönük kalır yanında ben buraya yüreğimden bir parça bırakayım en iyisi
nöbetçiler uyumaz;
serin sularda yüz düşünde
dinsin hasretin,
saklı gölümüze el giremez
fikrim de sağlamdır benim
yüreğim de;
her gecenin devriyesiyim artık
dolaşıyorum etrafında
kimse taş atamaz nilüferime.
kutlarım.