Mümkün görünmez bir gidiş
hiç mümkün görünmez bir gidişdi bu
çaresiz ardından bakmakla kaldım kusur mu işledim ben ne işdi bu yine bir sigara yakmakla kaldım aşkın kemiği zor derisi kolay ötede zorluğun berisi kolay ayrılık olmasın gerisi kolay derken dişlerimi sıkmakla kaldım nasıl unuturum şimdi cismini harika kokunu mağrur ismini çerçeve içinde güzel resmini camıyla duvara çakmakla kaldım sakladığım senin için gülümü devirdim mangaldan kızgın külümü bekliyorum artık sensiz ölümü senli tahayyülü yıkmakla kaldım selam tamam nida beklemiyordum poz vermene eda beklemiyordum çok rahattım veda beklemiyordum melal azabından bıkmakla kaldım saçlarım ağardı gittiğin günde havsalam karardı afakî yönde vebali kendimde aradım ben de gönül sarayından çıkmakla kaldım seni sevmek benim için melamet bakışımı kabul etsen alamet nasıl diyorsun sen sağ ben selamet firak havasında kokmakla kaldım ayağıma binbir çelme dolandı bir afetle temiz sular bulandı Aydın’ın gözleri aşkdan sulandı sel gibi çağlayıp akmakla kaldım 5 Kasım 2017, Almanya. |
Duraklama devrine girdim bu sıralar. Ne vakit çıkarım bilmiyorum. Bir müddet şiir yazmayı da düşünmüyorum.
Paylaşmış olduklarım da ekseriyetle önceki yıllardaki şiirlerim.
Saygılar, sevgiler, selamlar değerli ağabeyim.