Eşkiya Yüreğimsarıp sarmalanmış bebek gibi öyle masum bakıyor kundağından piş desen gülümseyecek mavi mavi gökyüzü gözleri var sanki dağlara değiyor kuş kanatları çırpınıyor bir lâmba tepemde ışıtıyor karanlığını gecemin onda hiç sönmüyor ışık bir iki kez durup yeniden çalışsa da aldanmıyorum biliyorum sessizlikteki sesini nasıl davullar çaldığını göğsümde beni nasıl hırpaladığını hızlı, merdiven çıkar gibi ara sıra durdurduğunu sonra eline geçirip bayrağı beni nasıl solladığını en olmadık zamanda bir türkü tutturup ıslıkla kapıyı bacayı indirmek ne varsa eline geçen, fırlatmak dağlara vurmak istediğini başını silahlanıp sevdayla atlamak zulmün haksızlığın üstünden aşk kırmızısına boyamak sonra ellerini bana bağlı değil eşkıya yüreğim onun ayrı bir gidiş yönü var aklım emreder, uymaz kendi başına gider sevgilinin otağına taht kurar tutuşturur sönmeye yüz tutan ocağın ateşini.. 08. 11. 2017 / Nazik Gülünay |