Peynirden Bir Şehir Yaptım Farelere
Peynirden Bir Şehir Yaptım Farelere
Bundan böyle iyilik etmicem insanlara Türküde söylemicem çiçeklere Güvercinlere küstüm Et vermicem kedilere Hiç sevmedim besteyi Tavşan dişli emineyi Arap kadriyeyide sevmedim hiç RE ‘ leri söylemeyen meleği Hiç sevmedim emeli Japon tipli haceri Elma yanaklı çiğdemi Mızıkçılık yapan özlemi Bundan böyle iyilik etmicem insanlara Kanatlarını kıracağım şu ukala kelebeğin Ve ağzına biber süreceğim Şu vıraklayan kurbağanın Hiç sevmedim elifi Çıt kırıldım ayferi Sümüklü ferideyide sevmedim hiç Ve şu asık suratlı müjdeyi Bundan böyle iyilik etmicem insanlara Bir Pazar yeri kuracağım bitlere,pirelere PEYNİRDEN BİR ŞEHİR YAPTIM FARELERE Kasap dükkanları açacağım kedilere, köpeklere Apartman yaptırıp bütün gorillere Aynı apartmanda misafir edip filleri Uçaklara bindireceğim geyikleri Asfalttan bir yol yaptırıp zürafalara Maymunlara ayıracağım üstgeçitleri Modern metrolara köstebekleri yerleştirip Boğaz köprüsü yaptıracağım, tavuklara Galata kulesini horozlara verip Mercedeslere bindireceğim tüm ördekleri Bundan böyle yılanlar binecek vapurlara Banliyölere ayılar Sınıfta kalsın artık bütün çocuklar Adını söylemeyi unutsun karanlıkta uyuyan bir baykuş Kuduz aşısı yapılsın çakallara Çöplüklerden bir yer açtım kara sineklere Aç kalmasın artık PEYNİRDEN BİR ŞEHİR YAPTIM FARELERE Yüzümü işgal etmesin diye asık suratlı kızlar Tüm dünyayı da onlara bıraktım artık ben Ve ben çıkmaya hazırım muhteşem yolculuğa Ey suratsız insanlar! Güneşi ayı yıldızları da size bıraktım Mavi bir gül taktım saçlarıma Kimsenin olmadığı bir diyara gidiyorum Eşsiz ve de dostsuz gidiyorum Biletsiz ve de pasaportsuz gidiyorum İnsanın insana dost olmadığı her diyarda Saklasın başını etek altında hıyarlar Domatesler daha da kızarsın utancından Farkınız mı kaldı kapkara patlıcandan Fasulyeden, pirinçten, mercimekten Ben ki düştüm karanlığa Eylül dolusu takvimlerden İşte bu yüzden hiç sevmedim insanları Çocukları sevmedim Öğretilmemiş gayesi yaşamanın Bir karganın peşinden koşturulan Amaçların, Körlere bir hayat çizerken, Fotel şapkalı uşaklar Güneşli günler yasak edilirken bize Bırak saçlarını dağıtsın Küçük bir kız salıngaçlara Biz bedir akşamlarına yolcuyuz sevdiğim Dağ aralarında dinlensin Muzdarip yolculuğu sevgililerin Taşımazsa taşımasın yükümüzü gün Ey rüzgar uğulda kulaklarına sağırların Tenimin rengine tekrar siyahlar düşmeden Her mevsimi dağlarda erit ey firari aşkım Şifresi bozulsun oyuncak bebeklerin Güneşe merhaba desin saçlarına ay ışığı ören bir genç kız Ve hubeybi aşklara Yasak çizmeden güz çizmeleri Sağır kaldırımlar çatırdamalı Ayak seslerimizle, Sadece hırsızların yeri olmamalı karakollar Bir dişimiz kırılmalı Yahut burnu kanamalı birimizin Sürgüne gitmeli bir memur En ücra köşesine yurdumun Dört duvar arasında karnı yarılmalı düşlerin Ve darağaçları kurulmalı bizim için Elini kırmalı marangoz Çivi çakarken tahtasına tabutumuzun Yumruklar sıkılmalı Oyun oynamayı bırakmalı parklarda çocuklar Leş kargaları ürkmeli Sesimizin madeninden Sıcacık kanım ıslatmalı her sayfasını neşriyatların Güneşi fotoğraflamalı namlular her kuytu karanlığa Çekilsin yolumdan mercimek başlı insanlar Ben yıldızların saçlarını örmeye gidiyorum Aynaları kırdım, çıktım ağır esneyen ölülerden Sehpaların ilk durağı HUBEYB’E gidiyorum. Parke taşlarından sıyrılsın artık akıl Emrolunduğun gibi yaşa ey Müslüman Artık avutmuyor bizi Sakarya türkülerini dinlemek Dedemin kahramanlık türküleride avutmuyor bizi Alfabelerde beni bulamıyor Kara önlükler giydirilen bir çocuk Rüyaları üşütüyor İtalyan yakalı bir zat İsviçre’den sipariş edilen, Elbiselerde ben yokum Avrupa’nın zaferi Podyumlarda gerdan kıran bir Türk güzeli Atımızın nalını öpen krallar Şimdi utansın Bizde de krallar çıktı öp demeden Ayak öpen Ah ey firari aşkım, Ne günlere kaldık Karanfillerin kokusu da değişti Görücüye çıkarılmaktan her gün Fesleğen açmaz oldu belki dağlarda İnlerine döndü ayılar Yaşasın ortalık yerde yok En azından gün ışığında yarasalar Hutbelerden güneş düşmeyeli yıllar oldu Tavus kuşu, sincap bir ev tuttu Üsküdar’da kiralık Birileri sofrasında fazladan olsun diye bir şeyler Bilmediği şeyleri pazarladı Sahi hangi pazardı bellisiz oldu İşte bu yüzden hiç sevmedim insanları Ne kadarda deve kuşları Ah bir bilebilseniz. 9 mart kirazlı-İstanbul pencerenin önündeyim dışarıda kar yağıyor kar topu oynuyor çocuklar Vesselam böyle işte Lütfi Kireçci |
NE DE GÜZEL İŞLEMİŞSİN SATILMIŞLIKLARI ....
İNSANIN İNSANA DEĞER VERMEDİĞİ BİR DÜNYADAYIZ MALESEF
HERKES BİR ÇIKAR PEŞİNDE ...
GERÇEKTEN ÇOK BEĞENDİM. BAŞLIĞI İSE BİR HARİKA
YÜREĞİNİZ VE KALEMİNİZ SUSMASIN HİÇ .