Hücrehücre hücre, durmuşken secdeye özümüz kocayan incinmişliklere mekan olmuş yüreğimiz gidenlerin ardından biçareliğimiz kalakalmışlığımız acıların merkezinde ah kötülük yabani ot gibi azgın! şiirse şevişmek kadar içgüdüsel! varsın olmasın kefenin cebi tıka basa sığdırabilirdik ruhumuza dünyaya sığdıramadığımız açlığımızı! dalıp gittiğimiz uzaklıklar kadar çekip alırken içine gözbebeklerimizi karanlıklar kaç kez kor olur insan küllenip küllenip... sızı bir nehrin kolları gibi dolanıp dururken içimizde evren boş beşik kader ninnisiyle avutulduğumuz! hiçlik deryasında ıpıssızız! düşerken mananın derinliğine piç misali boğuluyoruz sırların kıyısında! kırgınlığımız lal ağırlaşırken dil mihrabında gerçeğin kuruttuğumuz pırnarlardan akan tek damla göz yaşına denk düşer kurban verdiğimiz ömür! omuzlarımızın taşıyamadığı yükle evriliyoruz... ! yeniden bırakıldığımızda toprağın merhametine hangi dilde diriltileceğiz kimbilir... dedim ya, şevişmek kadar şiir de içgüdüsel! sude nur haylazca |
!
yeniden bırakıldığımızda toprağın merhametine
hangi dilde diriltileceğiz
kimbilir...
dedim ya,
şevişmek kadar şiir de içgüdüsel!
insanın evrendeki macerası belli değil
sümerlerden beri yazı var .Belgeli.
Binlerce yıldır insan kendisine armağan edilen hayatı örseleyip duruyor
duygu düşünce dünyasında büyük değişimler dönüşümler yapsa da insan aynı temel duyuşlardan ibaret
Güdülerden bilinçli davranışlara
sıradandan asil ve farklı olana
çogunluktan azınlığa
ne çok şey var şiirinizle ilgili yazacak
sağlıcakla kalınız