YOL ŞİİRİYaralı bir kuşun şarkısını dinliyorum kanatlarından. Hep mi bana konar sürgün kuşlar. Geç de olsa anlıyorum ki; kıymetliymiş saati olmayanlar için zaman. Sözler sesleri kısırlaştırdıkça çarkın feleğinde. Çizilen kader yaşanırmış avuç içlerinde. Çarpa çarpa tufan birikirmiş devrik bir cümlenin sisinde. Yalnızlığı hesaplayıp bölüyorum ikiye ödünç bakışlar talan oluyor tenimden çok ötelerde. En çok da kendine kırılırmış insan çelme taktığı için çelimsiz bir yüreğe. Mahzendeki mısralara gömüldükçe hüzün küsermiş anılarına fotoğraflar bile... İçimin mahşeri ayaklansa da yüzünün gün dönümünde. Ölümden sonra dirilmenin başlangıcı olsa da; içimdeki gizil acıların çıkartılışı. Ayağımdan başlarım kendimi söndürmeye. ’Yaşamak ezbere yenilmektir’ dedikçe Beslerim içimi gidişe hazırlanan yol şiirinde Sıyırırım virgülü kenetlenmiş noktasından. Ergen bir harfin yalvarışı geçse de yakınımdan. Sessizlik sese bulaşır izi kalır belki yazdığım şiirin. Unutma ki;sayfalardır önemli olan kapaklar ise hep yalan... ferdaca |