Bir başkaydı o zamanyalnızlığının bam teline dokunsam yakalamaya çalışırdın önünden uçup giden kelebeği can erirdi canı yakardı günler suni teneffüs yaptırılırdı hayata son kişi kurtarılacak gibi ölmekten yaşama döndürülecekti sanki pek çok kişi iyice çıkmaz olurdu yaşadığın dar sokak bir kişi bile kaybetse kendini yaseminin horozu atlardı aradan dönünce çıkılan son araya urgiye halanın tek katlı toprak evinin önündeki toprak sekiye talim ederdi o zamanki gençler ali arkasıyla çekerdi fotoğrafını sabahat’in Münevver’in bahire’nin yüzünde deliliği alt eden bir gülümseme daha ölenler sağdı o zaman ismim dudaklarında incelirdi kiminin kiminin kutlu bir menbaıydı adım yine itfaiyenin arkasında giderdi sait eniştem ekin harman yanardı az ötede yine yanardı güneşten kızların yüzü oğlanlar top ardında koşmaktan yorgun ancak bir oyunda birleşirdi elleri nasıl kovalardı sabah akşamı bir başkaydı günlerin yorgun atı yine kayardı yıldızlar gökyüzüne bakınca dünya salıncaktı biz sallanan bir yaprağın ucundan tutacağız sanırdık bir çiçeğin koynunda yatacağız dili hep bülbül gibi şakıyacak yârin hiç eskimeyecek topuklarının dövdüğü yollar.. 05. 09. 2017 / Nazik Gülünay |