ÖNCEönce yoktu elleri yüzü ve ağzı cenin bile değildi öncesi yanık türküleri kim söylerdi ovada dağda kurtlar boğar mıydı kuzuları yine bilmezdi öncenin öncesiydi, annesi daha kızdı su çekerdi çukurdaki kuyudan şarkıya başlasa ankara radyosuyla tek katlı evin önündeki dut ağacı, çalılar dikenleriyle gerinerek kurban tepe dinlerdi önce önce yola çıkardı annesinin annesi dedesi ağzını açmadan daha sabahın seherinde karyolasının yanındaki konsolda, hazırdı kahvesi önceydi istenmesinden annesinin babası daha sevda mektupları yazmadan dünya önce dönüyordu ilk önceden daha ay önce kocaman sararıyor, önce tırmanıyordu uzak dağlara kadınlar önce eğiliyor erkeğin önünde önce duruyordu önce sopası yoktu ki Allah’ın indirsin boynuna önce kendini görenlerin.. önce dur bekle desin önünden geçenler var uzağı daha net görenler sel gelmeden bent yapanlar önce yürüsün arkana alma gitsin önce belki bir gül dikerler önce kuru toprağa su getirir değirmenden buğday öğütürler önce yüzü güler bahçelerin önce meyveler büyür önce bir zerre bile değilken annen bile önce askere gitmez evlenir yetimle büyük babandan önce dede beklemez diğer gençleri gibi vatanın yazılır önce, gönüllü askere atlı süvaridir önce girerler İzmir’e önce düşmanın üstüne nasıl gittiğini görür Atatürk madalya takar dedenin göğsüne İzmir’i yakarak kaçar yunan, öncesinde öçlerle önce diyordum sen annenden doğmadan önce bahçe ekerdi annen, inek sağmadan önce senin için alındı inek taze süt iç diye önce çirke bulaştı annenin eteği seni kucağına alıp sarıp, sevmeden önce tek sen vardın, kardeşlerin yoktu önce kimini sırtında taşıdığın, kiminin altını temizlediğin önce küçük bir anneydin daha anne olmadan önce önceyi unuttu hepsi silindi önce, görülmedi sonrayı doğurdu! 10. 08. 2017 / Nazik Gülünay ( Sonra olursa önce de olur. Hicran Aydın Akçakaya’nın şiirinden ilhamla.) |