gözyaşımın naaşıazgın. arsız. pervasız tuzlu tuzlu su’sunuz kulaklarım yosun tuttu lütfen artık susunuz dedim bir gün ve sustular. ohh!.. ölüme şev bir sükûnla yer değiştirdiler yıkıl söylediler kocaman kentlerime ücra bir kasaba eylediler kalbimi meydanını dilsiz panayır. hayır hayır mevsimle ilgisi yok o’nun da bilgisi yok aşktan öte bir şey bu. huzur... ense köküm bile mutlu anlıyor musunuz ki benim başım rüzgar almıştı bir yaz günü ebemin canhıraş nefesinden o gün bugündür üşürdü siyah saçlarım aşklarım olurdu yeminlerim olurdu solardı ellerim gökyüzüne sorarken benim de babam olurdu ara sıra sıra sıra yaram olurdu o vakit ölürdü sonra babam birden ölürdü paldır küldür salaş bir yağmur başlardı annem gelirdi ak geceliği kefen tonu büstü başı toz toprak feryatları çırılçıplak ayakları çekingen bir yaprak derdi kızım bir yaprak üstüne damlattıydım ben seni adını jale koyduk diye değil ağustostu sıcaktı inan o yüzden dururdum öyle taş gibi ama annemdi istemezdim üzülmesindi annemdi süzülürdü bir şeyler gözlerimden yaş gibi susardım zaten kalmamıştı kemiğinde bir parçacık bile ten annemdi daha fazla yüzülmesindi cansız. yâr’sız. zamansız. usul usul su’sunuz yanaklarım yosun tuttu lütfen artık susunuz dedim bir gün ve sustular. ohh!.. fenebrelerle türküler yer değiştirdiler tenorlar çok yanık söylediler çığlığımın bilmediğim yerini soprano eylediler avuçlarımın içini nonet. evet evet mevsimle ilgisi var o’nun da bilgisi var aşktan öte bir şey bu. erinç… tırnak uçlarım bile kutlu anlıyor musunuz JD fenebre: italyancada cenaze marşı nonet: dokuz çalgı için yapıt, dokuz çalgıdan kurulmuş topluluk |
Şiirlerinizdeki o incecik, zarif... Anne tasviriniz var ya...
O bölümlere geldiğimde...tırnak uçlarıma kadar hüzünleniyorum adeta...
Ürpertiyor yakıcılık... evet... hem yanmak hem ürpermek... çelişki gibi de olsa gerçek...
Ayrıca Şiirinizdeki mükemmel CİNAS hayran bıraktı ruhumu dizelerinize
SU'SUNUZ... SUSUNUZ
SAYGILARLA