ŞECAAT I
I
bir çağın eklemini kırdınız endülüs meyvesi dudaklı şarabi kitabi ve semavi kadınlardınız babil kulesinde idiniz 70 ayrı lisan eski matem dilinde en çok gözünüze rimel sunakladılar def tuzaktı ve amonyok kokan dudaklarınızdı başınızı örttünüz aslında bir fevri söz söylediniz en çok da etinizi kefelere koyup kefen bezi torbalara sıkıştırıp küfrettiniz kırmadım ilk incitmedim ama namus namus içinde matruşkalar gibi sakallı sakalsız adamlar doğurduğunuz yataklarda bir kadeh jilet suyunu bir lahit levhasından dökülen sözlerinizi neslin ar damarlarına sıktınız yapmayın yapmayın kaldırımları podyum evinizi podyuma fırlatan ateş tohumu yapmayın saçlarınızı gizleyip teninize hucum eden nefsinizi ihya/ etmeyin etinizde secdeye duran tüm kiri pası! kaldırmayın ey zulasında saklanan huzur peşindekiler ey yunusun mağazasında bir dehliz içinde baş kesenler kalır mı kır dizini bir fasılada Rahmanın eleğinden kalacak nuraniler II sende kadınım sende kaç göz içinde kendini bir rahlede aklarsın bilirsin inciler derinlerde bir kabuğa saklı nerde toprağın tevazu cemresi yüreğinde benim tenime değdiğinde başlayan merhamet nerde sende git devrin akıbetine bir yol ben seyrederim tenine bulaşan gözleri ben seyrederim beyazı ve kumaşı üzerinde cehennemi izliyor gibi ama serin odalarım sığınıp taşacağım berrak nehirler bir ekvator gibi eklemlerimden geçen imanım var III var gidin ey sevdiğim ey ihanet bakışlı havvalar ey ihanet duyargasına diklenen aşk bakışlı kadınlar ey adem ve elma için savaşan havvalar gidin gidin transparan elbiselerinizle yüreğimden aklımdan ve Şecaatimden gidin gidin. Ahmet Serdar OĞUZ / TOKAT / 02.07.2017 |