Yavuklu 24-Kader... şehri anlattım, Emmoğluma, yarenlik günler boyu Yaptıklarım ona göre çok komikti gülüştük.. elbette Afitaptı konu, nereye gittiğimizi bilmeden “onunla hiç ama hiç konuşmadık.. o önde ben arkada yürüdük başına iş açtım ona açılmak isterken birbirimize dokunmayı düşlemeden sevda büyüttük….” Afitabım sanıyorum her gördüğümü aylardır yoktum ya uçarcasına motosiklet biniyorum, ne başka şey yapıyorum ne üç gün sonraki bayramı umursuyorum.. ertesinde kız kardeşimle emmoğlunun düğünü bende bir hasret ki sormayın, hasretindeyim Afitabımın ben atladım gene jawaya, nereye Ankaraya.. kaç saatlik yolmuş sanki umurumda ne benzin, ne para böyle bir şey sevda böyle bir şey delikanlılık aşıklık.. dönemeçte bir eşekli, ürktü, kurtaramadım, süratliydim ki kaderdi, yaşamalıydım, uçuruma yuvarlanmışım beni hastaneye, kaldırmışlar ağrım acım yok gibi alçılar içinde Nurcihanı sayıklamışım.. emmioğlum biliyor ya her şeyimi.. güya Afitap merak eder diye; biliyor ya Songülün gününü mutfak penceresinde geçirdiğini postacı yolunu gözetlediğini yazmış Arzu ablamın adresine “Mutlu kaza geçirdi hastanede” postacı eve gelmesin için uçarak gidip karşılayıp mektubunu saklayarak getirip banyoya kendini kilitleyip okumak için mektuplarımı beklediğini biliyor ya! çok bilmiş “geçmiş olsun, hastanede yatıyor” demiş ben “Afitap-Songül” diye sayıkladıkça, ciğerleri yanmış anamın da anam aklına geleni yapmış.. kız kardeşimi Emmimoğluna yamamış ama önünde ben varım ya emmim kızını da bana ayarlamış.. şans-talih, kadermiş.. alınyazısıymış ağzından girmiş, burnundan çıkmış anam; emmioğlumla birlik olup, mektupla sonun da “başın sağ olsun” demişler Afitap’ıma halt etmişler .. bir ay sonra hastaneden çıktım.. ancak; iyileştiğime sevinemedim songül mektupsuz koymazdı beni bilirim “hiç mektup almamışlar” sadece mektupları değil Afitap’ım “biz”i yakmışlar. |
Kalemin daim olsun
_____________________________Selamlar