BİR CAN SUSTU
BİR CAN SUSTU
ne olur susma, dilindeki direnci kırmak için içten bir türkü söyle, ve saf bir öykü anlat yüreğine sessizliğinde akşamların... lakin düşü düşüne gizemli olmalı yaşadıkların, doğru bildiğin ne varsa benliğinde. yeter ki sevda liflerinden ilmikler at kanına, ve keten keten işle canını, ama susma... ki bu suskunlukta rüzgâr hemen essin ne anlamı varsa, isterse başıboş sokaklara vursun kendini, gezinsin cadde cadde, ve girsin koluna ulu orta meydanların. işgüzar bir yanıt bulur elbet bu şehir, yüreklisi yüreksizine açar da kollarını tereddüt etmeden… bir sevdiğime, bir sevdiğime açmaz kollarını. oysa, oysa ömrümün en güzel misafirini ağırladım ben, ömrümün en güzel misafirini en güzel odasında gönlümün. ve ilmek ilmek işledim sevdamı adına, hallaç pamuğuyla çevriliydi hayatı, ve dokunsalar feryada duracaktı acıdan. ki yaşamak dedikleri şey ne zordu onun için, ve çiçeği burnunda, çiçeği burnunda bir fidandı sevdiğim. lakin... lakin umutsuzdu dünya. inciri, çınarı, kirazıyla… denizi, insanı, havasıyla… kara taş, kara toprak, kara zemheri… ve ateşler içinde elim ayağım. ve gözlerimin önünde harabeler içindeki fotoğrafın… biraz şımarık biraz havayi, ve sur olurken yüreğin sıra dışı saldırılara... o büyük ırmak... boylu boyunca buzlar içinde... ve dudaklarında... dudaklarında samimi gülüşlere gebe hasret türküleri... biliyorum, bir can sustu kilometrelerce uzağında ömrümün ve o günden sonra horozlar ötmedi sanki, korna seslerini de duymadım bir daha. sokaklar kör kütük akşamlarına çekilmiş, caddelerde çıt yok, ve yaralı kalbim ulu orta bir sevdaya derilmiş, dağlanarak bir yangın yerinde. ve savrularak bir kasırganın önünde. 2009 MAVİLER KARIŞMAZ BİRBİRİNE..İSİMLİ KİTABIMDAN.. |