MİMOZA BAHARI VE GÜNAH
baş döndüren kokularınla geldin baharlarıma mimoza çiçeği
küsmüştüm hayatın fazla alıngan anlamına seçici hayatlardı yaşanan kemik zeminlere düşmeyen dirençli lütufkar tiz çığlıklı bir sözcüktü söylenip sonra susulan sevgiye dair ah sevgili neydi hep ertelenen o lezzetli günah neydi loş uçurumlarda izi kaldı avuçlarımda mimoza baharlarının sığınacak liman yok göçeriz durmadan atlılarla esrik iklimlere toprağı yeşerten tohum gibi salkım saçak açarız kıvılcım baharlarda eski zaman giysilerini çıkar yeni baharlar giy loş ağaçlara son adağını ada uğulduyan denizleri ardında bırak masallardaki yasak meyveye el sür yürü günahkar mevsimlere sana mimoza çiçekleri getireceğim şarap dolu kaseler ürpertiler ve fısıltılar mimoza çiçeği gibi baş döndüren kokularla geldin unuttum günün yorgunluğunu son öpüşünle güvertemde o mavi derinlikler ebemkuşağının renginde rengarenk seviler medüzalar meşalesiz dehlizler ah o gözlerindeki yeşil yosun baharı neydi hep ertelenen o lezzetli günah ah neydi sevgili baş döndüren kokularınla geldin baharlarıma mimoza çiçeği ben sende mimoza çiçeklerini sevdim sessizliklerimi yanık meyve bahçelerini sunağıma adanan imkansız bir aşkı sular ve hüzünler yükseliyor tufan iklimlerinde gökkuşağı lanetli tanrının mührünü çaldın attın kızıl bir hacı ateşlenen bir kalbin üstüne mavi bir ırmak akıyor gözlerindeki irtifada değişen bir şey yok hüzünden başka buhuradanlıklarda sevdanın titrek alevi seni saklayacağım yüzyıllık uykular içine Bu baharda gelmedin mimoza çiçeği neydi hep ertelenen o lezzetli günah ah sevgili Ömriye KARATAŞ 10.03.2017 |