Daüssıla 29-Karadutsıkışırdık.. bizim sıraya.. mekdebe geldiği günler..., aynı sırayı O’nunla O’nunla yanyana müfettiş her geldiğinde köye.. ne hülyalar kurardım “-müfetdiş gelse” diye herkes bilir.. imrenir yatalak dedesinin başından ayrılamadığını herkeşler Aşadudu’ya acırdı.. dedesine bakarak geçti ömrü-hayatı şaşkındı babası üvey ana cabası Ayşedudu ömrümün varı üsdelik bir de kendibaşına halı dokurdu ilk göz ağrım Ayşedudu bir tek müfettiş geldiğinde gelirdi Ayşedudu mektebe o da kırk yılda bir hani yoktu hiş bir şeyi.. ne çantası, ne kalemi, ne silgisi benim defterimi kordu önüne.. elinde tükenmek üzere iki uçlu boyamla eli erdiği yere süs yapardı bir lacivert, bir kırmızı bi dee.. baş harflerimiz yanyana başharflerimiz yan yana ne güzel dururdu bana ne hayallar kurdururdu Ayşedudu.. O’nun hiç okuma yazması olmadı.. ama neler yazardı gönlünce... geleceğe dair, beni ne düşlere daldırırdı parıl parıl ışıldayan gözleriyle.. ben okurdum.. ben yazardım.. O dalardı, ben dalardım İlk göz ağrım.. yavuklum Ayşedudu’m o çocuğudu, ben çocuk.. çocuk gibi çocuğuduk.. mutlu ama çok mutluyduk.. gülüşü tomurcuk gözleri boncuk çocukluğumuzdan daa, o köydeki o cennetten de ikimiz de kovulduk.. sebep oldu o garadut tadını hatırlamayorum, acımı atamıyorum kara yazgılımm garagözlümm kara sevdam karadutum Ayşeduddu’m |
o köydeki o cennetten de
ikimiz de kovulduk...
Güzel ifadeler .gönlüne sağlık ıbrahim abi .hep çocuk kalınabilseydi keşke .