Parmaklarının ucunda
tutkulu dokunuşların izini taşıyan
annelerin doğurduğu tüm çocuklar,
kalkın ayağa,
baş kaldırıyoruz.
Kırmızı gelincik tarlalarında yine yaprak açacağız,
Türkan’ın öldürülüşünden önceki gibi.
Söylevimiz demokrasi,
biliyorsunuz toplanılacak yeri,
kürsümüz henüz sökülmedi…

 

Demokrasi sizin tapulu malınız,
gasp edilemez.
Atatürk koyun yüreklerinize,
akde vefayı koyun.
Bayrağın alına,
ay yıldızına sadakati,
saygıyı, sevgiyi koyun.
Marşlar ezberleyin
haykırmak için hep bir ağızdan,
doğacak çocukların istikbâlini ezberler gibi.
Yumruklarınızı sıkın, kaldırın havaya,
yolları kesmeye konulmuş engelleri yıkın, aşın,
Mülteci bağlılıklarınızı,
kibirli beğenilmişliklerinizi, 
tamahkâr sevişmelerinizi
darıltsın cesaretin siperleri.
Yeniden yaratın cesaretinizi 
korkularınız ve sinmişlikleriniz
kahramanlığa dönüşsün, 
parıltısız bırakılmış vatanı kurtarmak için. 
Haydi! Hayır, diye haykırın!
Sesinizin gürlüğü anlatacaktır özgürlüğü…

 

Parmaklarının ucunda
sevginin tutkusunu taşıyan
anaların çocukları,
kundaklayın yüreklerinizi
bebeleri kundaklar gibi itinayla.
Hortum dönmeye başladı özgürlüğün başında,
çatılarımız uçuşmakta.
Haykırışlarınızda kudret, liyakat ve uzluk olsun.

 

Avuçları nasır tutmuş babaların çocukları,
aydınlık sabahlara açın perdelerinizi,
en sarhoş uykularınızdan
ve parlasın ruhunuzda her sabah,
gök kuşağı rengi ufkunuza indirdiğiniz hışmınız.
Atlanın dağların doruğuna kadar dolu dizgin,
sizi bekliyor yeni bir günün sıcaklığı.
Tutunun ülkünüzün coşkuyla yarıştığı koşulara, 
yılmaz kavgalar vatan için yapılır…  
Tarihin takvimine işlenmiş,
Köroğlu, Yörük Ali misali,
anlatın yüreğinizi geleceğinize
içine sığdırdıklarınızla.
Çağın dışına itilmek istenen yaşamların
başkaldırısıdır direniş…
Önce bir fotoğraf yollayın sevdiklerinize,
selamlayın unutulmayacak hatıralarınızı.
Akşam saatlerinin yorgun suskunluğunu atın, 
kurulmuş hayallerin tükenmez umutlarıyla,
Türk filmlerinin mutlu sonlarıyla gidin.
Olur a, dönüş olmaz gidişinizde…
Özgürlük ve demokrasi
kemallerin ve kâmillerin bize mukaddes zimmetidir…
Anımsayın, zalim işgallerde
çaresiz kalınmışlıklardan
çıkan ruhla yaşandı doksan dört yıl…