mucizem yabancı ufunet. duvarları yıkık virane evim, kara dutum. çatal karam, çingenem her aldığım ülke vatanın- beraberce yerleşelim keyfini yaşa şeytanın üç mızraklı tırpanından uzak barışın, büyük puntolu gezi parkı protestolarının.
kavgalı ispritizmalarının buruk mucizelerinin bilumum, çapulcum- duvarları yıkık viranem evim, nar tanem, nur tanem, bir tanem her kurtardığın dal senin ferdan, sikkem, koltuk değneğim, diren gezi’m, diren taksim, diren ODTÜ’lüm, uğur mumcu’m sakıncalı piyadem her direnişine karşı biber gazı, yılgın tomalar her yer gezi parkı, her yer direniş...
uzlaşmanın ittifakı, mütevekkil heyetin çelikten lifleri. duvarları yıkık evimsin salkım saçak, balımsın ağulum, günahımsın, vebalimsin. bu katıldığım kavgalar bunun için- azat et, pek çok romanesk mahlûk, beşeriyetten hissesiz, maatteessüf, insanı insana kırdırıyorlar. haz et düzeni meşakkatli erkinliğin el ele direncinin, şarkılı şenliklerinin, özlemlerinden.
görüntü kaçarken düşenlerin irinidir, halüsinasyon değil, o üç maymunu terbiye gözlerini açmak görmenin geniş zaman kipi hep beraber plastik yağmurunda yürümeli, şakağımda bir sızı, inziva gerçekten öksüz
can, gazlı bombayı en uzağa atanın
canını alır. benimle yaşa sen, benim mihnet içinde yanmış kavrulmuşum Bahtın karışmış bahtıma çok şükür. Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
DİREN GEZİ... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DİREN GEZİ... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
yüreğim yandı, akıl almayan bir durum ama malesef yaşanıyor bu dünya. Allah vicdan ve akıl noksanlığı vermesin diyorum.. Bu acı bir çığlıktı sayın üstadım. Yürekleri yakıp kavuran.
Karpuzu kesersin Olgun da çıkabilir kelekte Sokak lambasının ışığın da Sinekte uçar kelebekte İnsan öyle bir tesis ki Şeytan da konaklar melekte... "sairali"
Pislik babanın hikayedini duymuştum Meyve ağacı benimilkmeyvesini ben yerim dediğini. Allah öylelerinin belasını versin. İki dinyada da cehennem ateşinde yansın. Çok kötü birşeyi şiirolarak yazmışsın tebrikler saygılar
Evet, adamın o sözünü gazeteler yazmıştı... bu kötü olayı şiirleştirmekteki maksadım, konuya okurların duyarlılığını arttırmaktır, başka hiçbir amaç yoktur. Hayırlısı.SAYGILAR
Her kişinin yanına bir polis koyamasın ki.. Halbuki her kalbe ALLAH korkusu konulsa kim ne kaybeder ki... Hesaba çekileceğini bilmeyen, bildiğindenh şaşmaz ki... Zaten insanlıktan şaşmışın, doğrusu almaz ki.. Bu ve benzeri olaylara binler nefrin ile kohrolsun diyorum... ________________________________________Sayın. kemnur duyarlı kaleminiz daim olsun...Saygılar efendim..
Sayın hocam biliyorsunuz, ensest ilişkiler siyonist yahudilerin sapkınlığıdır.. İslam ülkelerine gelince; İslama göre ALLAH'ı bilen yüzde kaç ki.. zaten İslamiyet İslam ülkelerinde hakikatı engenlenmiş.. Ben görevim gereği konulara uzak değilim.. meydana gelen bu tip olayların menşeinde ya ateistlik yada gayrı islamlık var...Çok saygılar efendim...
Saygıdeğer dost, inanın ki, yüreğinde ALLAH korkusunun daha çok bulunması gereken islam ülkelerinde, çocuk istismarları hristiyan ülkelere nispetle tam iki misli, ensest ilişki ise hemen hemen aynı civarda tespit edilmiş. Çok düşündürücü istatisti,kler.SAYGIYLA
KADINLARIN KATİLLERİ BİRİNCİ DERECE YAKINLARI’ Prof. Dr. Şahika Yüksel, sunumunda aile içi cinsel istismarın doğu, batı ayırmadan ülkenin genelinde çok yaygın olduğunu belirterek, yaşanan kadın cinayetlerinde katillerin genellikle kadınların birinci derece yakınları olduğunu söyledi. Yüksel, “Bu nedenle kadınlar en yakınlarından gelen bu tehlike karşısında hiçbir önlem alamamaktadır. Yaşadıkları baskı nedeniyle cinsel istismara maruz kalan kızlar, buna karşı direnemedikleri gibi en yakınlarındaki annelerine, kız kardeşlerine bile anlatmakta zorlanmaktadırlar” dedi.
‘KADINLARIN YÜZDE 25’İ ENSEST İLİŞKİ MAĞDURU’
Sunumların ardından söz alan KAMER Başkanı Nebahat Akkoç, cinsel istismarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Akkoç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kurdukları 23 kadın merkezine başvuruda bulunan 50 bin kadının yüzde 25’inin ensest ilişkiye maruz kaldığını belitti. 4 evden birinde kadınlar ile kızların ensest ilişkiye zorlandığını belirten Nebahat Akkoç, şunları söyledi: “Bu çok büyük bir rakam. Ama ne yazık ki toplumun mevcut tabuları yüzünden bu konuda kimse yüksek sesle konuşamıyor. Cinsel istismarın milleti, yoksul zengin farkı, eğitimli eğitimsiz ayrımı yok. Toplumun her kesiminde ve her bölgesinde kadınlarımız şiddete maruz kalıyor. En sık karşılaştığımız şiddet türü namus cinayetleri. Ama bu cinayetlerin tek sebebi sanıldığı gibi bekaret tartışmaları yada aldatma sorunları değil. Asıl sorun kadınların o bölgenin yada ailenin şartlarına itaat etmeme sorunu. Bazen sadece ‘Sen çok süslü giyiniyorsun, bizim ailedeki diğer kadınları da baştan çıkarırsın’ korkusuyla kadınlar potansiyel tehdit olarak görülüyor ve öldürülüyorlar.”
kanımız donarak okuduğumuz bu tür ilişkiler malesef gerçek.. İşte bu konuda yazan araştırma yapan bilim insanlarının tesbitleri.. Evet kanımız donuyor ama malesef gerçek.. bu yürekliliği gösterdiğiniz için teşekkürler değerli şair.. saygımla...
Yüzde yirmibeş mi? Bu kadar yaygın ha... Ben bu oranı Almanya için okumuştum bir yerde, aynı oranı Türkiye hakkında duymak çok şaşırttı beni... Bu olayları yazmaya başlarken çekincelerim çok fazlaydı. İnanın ki, bu konunun çok daha fazla üzerine gidip, illa ki ensest değil ama İLLAKİ ÇOCUK İSTİSMARLARININ öykülerini çoğaltarak, gerekirse kendi paramı sarf ederek bir kitap bastıracağım... kesin kararlıyım...Aslında şimdiye kadar yazdıklarım da neredeyse bir kitap oluşturabilecek kadar oldu sanki... Eğer bir fırsat yaratabilirseniz adı geçen öykülerimi bir inceler misiniz? Ben cevabınız olumsuz olsa da isimlerini vereyim: KÜÇÜK SABA, KİRAZ, AYŞE, BAYAN TUĞBA BAY TUNA, ÖMÜR ABLA, HANIMELİ, V.B.GİBİ. VAKTİNİZ OLMAZSA DA NO PROBLEM. SAYGILAR
Ben öldüm bile bu gerçeği okurken.İnsanmıyız dersiniz.Yoksa gizlimizde bir hayvanlıkmı pusuda yatıyor.Yüreğim daraldı...gözlerim doldu.Bu nasıl bir haldir.Nefretle kınıyorum.
Sen başını eğme meleğim, O baba bozuntusunun belasını bulmasıdır tüm dileğim, Neyle nasıl nefretimi ifade edeceğimi bilemiyorum... Okuduklarım karşısında şaşkınlıklar içerisindeyim...
Dostum....kalem budur işte.Üstünün israrla örtülmek istendiği konuları böyle aleniyete kavuşrurmak.Tüm çıplaklığı ile sergilemek..Ne desem azdır.Kutlarım...kutlarım...yaşadıkça da kutlayacağım.
eski yunan tiyatrosunda öldürülmesi gereken birileri varsa bu sahne dışında yapılır be sahnede izleyici bu kötü durumu apaçık izlemek zorunda kalmazmış.... bu kötü durumu apaçık anlatmak belki durum açısından bakılınca hoş görülebilir. ama şiir açısından bakılınca bu pek de şık durmuyor. insanlara bunu bu kadar açık seçik anlatmak yerine şiiri kullanarak anlatabilirsiniz. belki o zaman daha etkili olurdu.
evet haklı olabilirsiniz... o konuda epey düşündüm ben de... ikinci bölümü de o maksatla yazdım... vereyim, geçeyim dedim... son anda bu iğrençliği kızın ağzından anlatmanın kafalara dank ettireceğine karar vererek birinci bölümü ekledim... kararım bu olunca eleştiriye de açtım tabii ki kendimi... saygımla
Sayın Hocam, Şair misiniz yoksa , üst derecede eğitim veren hoca mı? Bu nasıl bir şiir? Okurken ,tüylerim diken diken oldu. Bu pislik ,etrafa yayılmış ama toplamaya cüret edebilecek ,hiç kimse yok. Adam yetiştirdiği meyvanın tadına bakmayı ,kendisinde hak görüyor. Bu vakalar ,bu hızla artarsa ,oğlanlara kız da bulamayacağız ,desenize. Toplumun iyileşemeyen ,bu kanayan yarasına parmak basarak, insanları bir nebze uyardığınız için, çok teşekkür ederim. Saygılarımla.
Bizim burada yani Çubuk'tain da böyle bir şey dinledim tanıdıklardan. Aile o zaman benim yaşadığım evin biraz ilerisindeydi.
Büyük kızına tecavüz etmiş adam sanıyorum, en küçük kıza da aynı şeyi yapacakken sanıyorum büyük kız anneyi haberdar etmişti. Duyduğuma göre büyük kız evlenip gittiğinde bile penceresinin önüne gider, rahatsız edermiş. Allah kahretsin böyle babaları..
kız çocuklarının güvenli limanıdır babalar... kocalarını bile babalarını anımsatan erkeklerden seçerler... babalık, nasıl olur da böylesine bir şeyi içine sindirewbilir, anlayamıyorum... Anladığım kadarıyla İsmail kişiliğinde erkekler bunlar yani psikiyatrik vak'a, yoksa normal insanın yapabileceği bir şey değil... 5 Mayısta, yani bu olayın olduğu gün İstanbul Emniyet müdürlüğü bülteninde aynı şekilde bir de babasının tecavüzüne uğramış erkek çocuğunun kaydı vardı...inanılacak gibi değil...SAYGIYLA
Öyküsüyle birlikte, gerçeğin içine dalmış derin dizleriyle , donarak okuduğum bir şiirdi. Haber arasında kalmış bir hayatın öyküsünü gün ışığına çıkarılıp, anmak bambaşka birşey.Kelimelerin yetmeyeceği bir şey bu....
Yüreğindeki inceliğe ve kalemine sağlık abim.... anlamlıydı yaşanan hayattan aktarınlan dizeleri kutlarım.... En derin saygılarımla selamlar....
Allah vicdan ve akıl noksanlığı vermesin diyorum.. Bu acı bir çığlıktı sayın üstadım. Yürekleri yakıp kavuran.
Selamlar ve saygılar.