HALEPÇE KATLİAMIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 16 MART 1988... HALEPÇE’DE BİNLERCE CANIN, GAZ BOMBALARIYLA KATLEDİLDİĞİ TARİH... HATIRLIYORSUNUZ DEĞİL Mİ? YOKSA, KATLEDİLENLER KÜRT VE ALEVİYDİ DEYİP SİLMİŞMİYDİK HAFIZAMIZDAN...
"çekiverin dünyanızın ucundan
Halepçeli bir çocuk ayaklarını uzatarak ölecek..." halepçe’den yana nefessiz çığlıkların arasında bir çok çocuk vurulmuş yatmakta yaralarında pıhtılaşmış kan karıncalar saldırmakta, karasinekler... uçurtmalar telgraf tellerinde dolanık uzansam kurtaracağım hepsini ya, çocukların hepsi vurulmuş… keşke beni ağlatmasaydın ya çocuk, sana kağıt helva yollayamayacağım için... bir kadın çocuğun üstüne kapaklanmış kurtarmayı ümit eder kadını delen kurşun çocuğa da değer... ortaya yığılmış kadın, çocuk, ihtiyar bedenler, bunun böylesine katliam derler... uzaktan, sanki bir gök gürültüsü seller yıkayacak çocukları, ıslatacak, üşütecek güneşi iyice yakmalı, ısıtmalı çocukları… gök gürültüsü üstünde helikopterler... Saddam pişmiş kelle gibi güler... ulan atma o gaz bombasını şerefsiz bunca insan ne eder halepçesiz.. havada bir koku var ya, çöp kokusu mu? elma kokusu mu? yumurta kokusu mu? kuş kafesinde ölüyor, çilli tavuk kanatlarıyla örtüyor sarı civcivlerini, bahçede koyunlar, keçiler, Karabaş çok sessiz, sarıkız buzağısını emziriyor son bir kez... insanlar ölüyor.. çocuklar ölüyor ulan, çocuklar... kim öldürüyor onları? aşkı yaşamaktan kim alıkoyuyor? kim iyiliğin erdeminden mahrum ediyor? kim susturuyor türkülerini? sen mi T a n r ı m ? böyle bir kusuru işliyor musun? bize bile yakışmayan gaddarlıkları, yapabiliyor musun?… sen yapmıyorsan, bu nasıl oluyor? Sen göz yummuyorsan bunları, bu mezarlıklar nasıl doluyor? çocuklar ölmemeliydi ama, kusursuzlukların kaynağı, Tanrım, senin ilahi takdirin, karşıydı bu arzuma?.. |