Yaşama Sevincim
gecenin en karanlığında baş ucuna düşer yalnızlık
kar sesinin göğe karıştığı bir sızı vurur sinene ve türkülerde geçen bir özlem birikmiş tüm zamanlarda zamansızlığı oynar yüzlerce mezarlık kurmuşsundur bir pencere önünde dizlerini sürüyerek pencereyi aralamışsındır aynı özlemin içinden geçmişsindir aynı acıyı söndürmüşsündür içinde ve aynı göğe sessizce bakmışsındır gök aynı yıldızlar aynı acı aynı özlem aynı öyle yorulmuşsundur öyle upuzun cümleler takılmıştır boğazına ve öyle üşümüşsündür iliklerine kadar özlemişsindir ve avuç içlerinde biriktirmişsindir acıyı, özlemi dişlerinin arasında hınca hınç bir öfke hınca hınç sevme isteği ve hınca hınç var olma kavuşma ve yaşama isteği ey sevda dar ağacı ey idam sehpası kaç zulüm gördüm bir bilsen kaç ölüm kaç umudu tükettim ne çok sevdim kaç hayali yıktım kaç şehre küstüm kaç ölüyü bedenimde ağırladım ey yaşama sevincim kaç yara açtın göğsüme kaç yaraya tuz bastım bir bilsen yine sevdaya yar oldum yine sevdan için yaşadım yine sen için doğdum ibrahim dalkılıç 28/12/2016 22:45 izmir |