Düşüşlerimçocukluğumu bıraktığım şehre küs kendinde unuttuğun kadınlarda topluyorum üşümelerini yalnızlığın suskusunda çığlığıma sağır öylece kükrüyor sessizliğin ihanet içinde ihanet aşka kırgınlığın avuç içlerindeki ummanda boğulan kadınım saçlarımdan tutup küfre boğuyorsun karanlığa kurulu gözlerinde imdat çığlığım üstünü örtüyorum şefkatimle titremişliğin yürek zarımı soyuyor soğukluğun sırtımı dönüp gidebilirim nakaratına takılıp şarkımızın vedasız toplayıp saçlarımı parmak aralarından kırılan erik dallarını umursamayan haşarı bir çocukluktan çıkamamışken hırçınlığınla öldürüyordun sevmelerin koynunda anı dokunma ne olur çok geç Karadenizin kıyılarında kurur görkemli Tuna yazdığın mektuplar kadar hasret kendime haksızlık bu sana arsızlık saçlarımdan kestim dudak izlerini birleştirip ip uçlarını ilmek atıyorum gün kördüğüm! sude nur haylazca |
Sanmıyrum,
Ruhla beden ayrıldıklarında yeniden bedensiz yaşar ruh... ve akar zaman başka sevmelere..
Tebrikler Sn Haylazca