Tırtar / UstaRsim için Sevgili Lale ÜNAL’a teşekkürler DİPNOT körduman: sis, pus “-hinci sen tokdur olmayı gabil etmeyon ö(y)le mi” “-ı-ıh, ben tokdur moktur olmacan” “-neyye len, ha gapberif ha! gabadayı bi tokdur olacan bi zengin ğızı alcan” “ı-ıh zen gızı file almacan” “-bi-çok para ğazanısın ovadakı tarlaları satın alısın “benim olan para ğazanıyo” deye gasım gasım gasalı boban da” “-emme tokduru gören çocuklar a(ğ)layo ya?” “-eyi len işdecik sen de tokdur olunca se(v)medi(ği)n adamlara batırı-batırıvı dürtü-dürtüvü gocaman inneleri yar garnını, anasına satayın ta!” “-bana ne asdanım.. benim semedim yok ki?” “-ah a!” “-?” “-öyleye gel sennen bi meşveret edelim, bakalım bi bilebilcen mi? emme peşin peşin deyvireyin taha bu soruyu bilen çıkmadı hinci de bakalım bana en böyük malik kim” “-?” “-yani Alla(hı)n yarattığı en kufatlı şey nedir” “-ne bileyin ben ne yaa (hu)?” “-yani sana buragsalardı yani olca(ğı)ndan deği(l) de ne olmağ isderdin” “-mesela” “-mesela hasana(ğa), senin de(y)zolu ne o M(uh)ammer var ya goç M(uh)arem de guş olmağ isdeyoru, yani sen de mi guş olmağ isderdin” “-ı ıh” “-neyye” “-bi sünger(sapan) daşı atan, herkeş avlar guşu” “-ged ayoğlaycı sen de gartal oluvu bi tefa en yünseğe uçar, öteki guşları yer hemi hemi de sünger daşıynan kim gartal avlamış ki” “-Melit emmisi dur bi sen kendi işine bak epab.. biz senin daşı düzemediğine garışıyoz mu kimse garışmasın ırafığınan bizim meşveretimize” “-?” “-de(ğil) mi ya len?” ! “-ben guş da olman, gartal da” “-dooru, pekii havada guş olmayı gabil etmedin ya denizde balık” “-ı ıh, her zaman böyük balık yudar” “-ee sen de en böyük balığ ol” “-ı ıhh” “-zağar her zıman de(h)a böyüğü vardır Aziz Emmisi” “-pekey ne olmağ isderdin” “-topra(ğı)n içinde sovulcan mı olacan yonsa?” “-?cık!” “-ee ne deyvisen ya asdanım” “-adam” “-neyye len, sen zatin adam değimin” “-taha de(ği)lin” “-gaçıl bakayın gadınım çimke üsdüne ğeli(r), Aziz emmisi dıkkatını dağıtma deliğannının; taha öte ğet çocu(ğu)m! hu köşe daşını oraya galdırasıya öte dur bakayn” “-eyi de neyye adam olmağ isdeyomuş Eziz emmisi onu bi deyvisin bakalım bi(r), bili(r)se ben ona da sana da sakız veren” “-deyvi Melid emmine bakalım bi neye?” ! “-bi tefa istediğin her şeyi alırsın,” “-mesela” “-meselaa top!, ondan sonura dilli düdük, irezeli pappa, gayışlı pontur cizili şeker” !! “-n’olcak ben sana alıvırayın bunnarı senin adam olmana nüzüm yok bunnarı almağ uçu adam olmaya gerek var mı?” “-ı ıhh” “..” “-bobam gızar, bobam bana alıvırı(r)” “-bak Melit emmin ne deyoru; top uçun, papba adam olmaya ne gerek var” ? “-tamam da, bitmediydi ki da(h)a” “-ee devam et, annat, say öyleye” “-adam oldun muydu hiş kimse seni döğemez,” “-bak bu dooru” “-hemi de okula gedmezsin” “-bu olmadı işdee; bak okula getmeyen adam olamaz” “-niyee” “-okula gedmeyen biri usda olsa tereziyi okuyamaz, şakülü dutamaz, tereziye bakamaz o zaman da duvar e(ğ)ri-bü(ğ)rü olur metre bilemeyecee(ği) uçuu(n) gapılar pençereler güççük geli(r), böyük geli(r) cam çevçereye uymaz, yamığ olu(r) pervaz güçcük geli(r) dah de imanım ga(y)ri boban da bizi döğer, sikdireder … duvar yamığ olunşa yıkılır zenzeleye dayanmaz bu hatılı neye yaptık bu dikmeyi-direği neye goduk duvarı dutsun, duvar yaylanmasın deye; ho böyük ana kerpiçler beklecek buralarda senin gibi güçcük “guzu kerpiş”lerinen hatılın üsdü örülecek fırsantını buldukça ben goca ana kerpişlerinen, hemen hanayın etirafını çevriklecen hadi gadınım hoo heliği uzat bana onu deği(l) len yanındahı gayrak daşı len bak deha, ıhı ya len bak atdı(ğ)ım daşa tanısana ayolaycı dita asdanım.. diyha ha! iş de buu bak bunu huruya goduk mu köşe daşı milimi milimine cukgadak oturu(r) .. işde şakül… prava’!demikden eline aldığını da getir sırf senin hatırın için onu da huruya sıkışdıralım benden sana yadigar.. ilerde gelip geçerkene oğluna, torunnarına gösderi(r)sin şişinelek dersin ga(y)ri “bu heliği ben verdiydim.. aziz emmim benim uçun goduydu bu heliği” deye ha iş de o; ald(ağ)el bakayın paşasın sen yauu binkere maşşallah, herif olmuşun gari hep böle bi o(ğ)lum ossun beş yüz lira borcum ossun deye benim o(ğ)lannar da nerde bu feraset nerde bu izan, nerde bu mizan, nerde bu zihniyet! uluk uluk bakarlar yüzüne.. nerde galdıydık.. iş de hinci senin heliğin sayasında duttu(ğu) gibi şakül şakgadanak dutmadı mıydı terezi almadık mıydı gapının şırkılda(ğı) düşmez gapı açılmaz gapanmaz, hesap etmedik miydi olmaz! bobana ya fazla tu(ğ)la aldırırız ya eğsik” “-olsun n’olcak” eğsik gelince gışın yamır, gar içeri” “-bi ta alıvırı” “-o zaman da bi kamyon parası daa veri, eline alır bi gırılmaz pinar zopası bizi de i(n)şatdan govalar aşırı(r)” okulda i(n)şat usdası okutmayollar ki” “-her bi şey okulda ö(ğ)renili(r) bak Gıcık Kazım emmin okuyamamış o amele” “..” “-usda mı çok gazanır, amele mi” “-usdaa” “-usda mı olcan amele mi” “…” “-yau öyle deği.. öretmen yok ya.. okul mu ö(ğ)retcek çocuklara.. şe(hi)rde olsa ö(ğ)retmen de oluu bizim köye ö(ğ)retmen gelmeyo ya” “ha demek sen onu mu deyodundu essah bak! hinci bu oldu” “-bak sen beni dinne, tamam mı gula(ğı)nı dört aç, bi ğün nas(ıl) olsa böyücen, yalan mı güçcüklüğün dadını çıkar ekmek buldun mu ye zopa buldun mu gaç.” “-hı hıımm” “tamam mı?” “heyye!, tamam!!” “-hinci ıscağ olduğuna bakma gışın üşüseydin, ne olmağ isderdin” “-gün(eş)” “-oo pırava, Salim’e sordum “zoba” olmağ isdeyomuş Sadet(tin) de köz deyodun hiş gün(eş) deye(r)lek bilen olmadıydı .. emme bulut da(h)a böyükdür”, “-olmaz” “-emme bak güneş buluda söz geçiremeyo, kölgeyi ısıdamayo hele gışın gaybolup gediyo bulutların arkasında bulutlar her zaman var” “-bulut … da(h)a mı böyük” “-hı hım” “-emme o da bi ülüzger çıkdı mıydı, ne kördumanı galıyo ne buludu ne bilmen nesi, darma duman oluyo, gaçışıyo” “-havanın gatında da ülüzger var mı” … “-ülüzger mi olayın yani,” “-sen bilin, emme o da daşa gayaya işleyemeyo” “-daş gaya olman olman valla ya!” “-neyye” “-onu da sen çekicinen gırıyon, yontuyon ya” “-ooo sen dersi bellemişsin, eferim, … bak Melit Emmisi, duy bi duy, senin ırafık porofesör olmuş len kırk bin kere maşallah bak hinci ğözüme ğirdin deliğannı emmisi bu epap böyyük adam olacağ” “-evelallah”, “-görü(r)sün bak, dediydi dersin işde sana huraya bi cızık! … ben daşı gırıyon emme, bak size ev yapıvırıyon” “-..” “-demek ki usda hepiciğinden kufatlı” “- yaa gördün mü ! i(n)san en böyük malik… usda daşınan duvar yapar emme usdadan böyük biri taha var onu bil kim?” “kim?” “usdadan böyük, kufatlı, evsahibi.. emme ev yapan i(n)san en guvatlı, yani boban parayı hazır etmeseydi ben gelip size ev yapmazdım de(ğil) mi?” “-..” demek ki neyimiş en guvatlı boban!” “-..” “-emme sen olmasaydın da boban ev yapmazdı dedeyin evinde hıfzoludu boban seni üşümesin deye yarın o(ğ)lum evlendin miydi gelini nereye gatacak.. buraya demek ki bobandan guvatlı da sen varsın kı! bu evi sana yapıyoz..” “-o zaman bana deği(l) agama yapıvırıyonuzdur o benden böyük” “-len o ebeyin o(ğ)lu, bak eben onu o(ğ)lakdan geldi miydi kendi elleriynen besleyo, sana o ihtimam yok, yalan mı? hemi de eben onu sizden almış, onun evi hazır, böğün evlense dedengilin ev hazır, !! zatin sana yapmasak ben usdalık etmezdim.. boban o(ğ)lana ev yapcaz deyinçe “hankısına?” dedim, sana olunca, mezburen boynumu kösdüm geldim o benim ırafık dedim” “- demek ki en kufatlı benin” “-tabi sensin..!! yani kendin olmak en gözeli bak bobamdan galma bi aferim marıdı onu sana verdim hadi!” “-!;” “demek ki en guvatlı kim “-ben!” “-yaa.. senin dünnayın patıronu sensin” “-senin dünnayın da sen!” “-eveet.. demek kii; herkeş kendi dünnasının patıronuymuş” !! “-bak deliğannı geçen senin de(y)z(e)o(ğ)lu Musduğa sordum bilemedi, “tosba(ğ)a” olmağ isdeyomuş, usda ol deye yalvardım, ı ıhh dinlemedi “tosba(ğa)nın usdaya e(h)tiyacı yoğumuş evi depesindeymiş, hemi de tosba(ğa)yı canavar yeyemez”imiş, ben de “eyi” dedim elleme dila(ğı)na yanayın, o da goca dünnadan tosbağa olalak gelsin geşsin, emme sen; dediğin gibi “adam ol” imi gadınım.. hemi de en birincisinden tamam mı” “-tamam” “-ne olcan” “i(n)san şey bee adam” “-evet.. i(n)san olalak dünnaya geliyoz ya i(n)san galmak, yani adam olmak çok möhüm prava sana deliğannı, …! bakın bura leeeynn bu gördüğünüz arkadaş bundan sonura benim en birinci adamım sağ golum bu arkadaşın tekerine daş goyan, bizatihi bana daş gomuş olur ona ğöre, vay ben duymadıydım bilmen ne mazeret dinnemen herkeş aya(ğı)nı denk alsın demedi demen garışman, ayrı dururun..” “-ö(ğ)retmenin Apbık da velesbit olmağ isdeyomuş, Çini Imız motursiklet fızlı gederimiş, Gara Bayram gartal.. neyye dedim, “en yümsegden uçar”ımış, Sefer var ya o da şahan neyye biliyon mu.. deve böyük ot yerimiş, şahan güçcük emme et yerimiş.. ! Zebidin Imız goyun olcağmış sahabı besleyip duruyomuş, ne ekin ekiyomuş, ne harman derdi varımış, emme gurbanda da kesiyollar dedim “i(n)san da ölüyoru” deyo Macaroğlu aslan olcan deyyo herkeş ondan gorkarımış gelsin bakalım sana neyde bili(r) aslan de(ğil) mi hiş gorkma evelallah arkanda ben varın seni yemeden beni yeyemez.. .. hişbiri bilemedi, emme sen bildin, maşallah suballah.. derya-derya! dedemden galan bi aferim daha varıdı onu da sana bağışladım.. var get hayrını gör.. almadan sattı(ğ)ım bi gamyon olu(r)sa herif sözü sana, seni şöfer ma(ha)lline bindirecen direks(iy)on sende isdediğin yanna sür anasına satayın … aslında do(ğ)ru deyon, epap insandan gözeli, akıllısı, guvvatlısı var mı len hankı hayvan başına takka keyiyo de(ğil) mi hankı ev yapmayı, gışın zoba yakmayı akıl ediyo hankı pontur keyyo hankı gula(ğı)ndan ya(ğ)lamayı akıl ediyo da mıh çakıyo Melit Emmin gibi sonuraa hepsinin ayrı derdi var; biri yeycek deye gaç bakalım gış geliyo uç bakalım, el(iyin) erdiğin yere sıç eşşeğin işdiği sudan iç insan gibisi var mı; ne gaçar ne uçar, ne de aklına gelince sıçar ne de eşşek gibi hatıldan içer ! Tokmacıkda mı böyüdün len su deyoz ööle, su işleri bakanı sen de(ğil) min? madem aklıma getirdin hadi ga(y)ri bana eşeğin işdiği sudan bi tas doldur gel de anlayayın bakayın eyi bi usda olabilcen mi” “-eşşeğ işmediy ki bunu gurnadan doldurduk” “-,” “-Melit emmi de aynı sudan isdedi, emme Yokarı Çeşme suyundan işdi, basdırıkda başga su yok ki”, “-o işdiyse … tamam işdee, bana da onun işdiği sudan” ….. bobam “-köyde on tene çeşmemi var len gocağafa zaar eşek de ordan içiyoru i(n)san da “-yüzüne bakma Hacıoğlu utanır yere dökülür su” “- dökülsüüün eşşe(ği)n işdiği sudan dee (ğil) mi” “hah hah haa” “-Melid Emmiyin işdiği sudan” “-tamam dedik ya len ayoğlaycı işde ondan” “-Aziz emmisi, eğlenme benim ırafığınan yarın bi dokdur olsun da sana inneyi dürtdü mü gör bi” “-yaa o dokdur olmaycak sıhıya olcak sıhıya Melit Emmisi” “-bireş önce usda ol deyodun gandırıkçı” “-gel len; sen aldırma Aziz Usdaya gel benim yanıma, hoo daşı uzat bana ı-ıh, endeğini değil gadınım, ötebaştahı gayrak daşı, heliği bi de varıvı ho ipi (y)okarı çıkar ıçcık da(h)a, tamaaammm eyvallah epap! gel gari ben de sana bi mesel deyviren, emme benim çırak olcağsan” “-.” “-hinci bak… bi gartalınan bi şahan uşmuşlaaar uşmuşlar çıkabildikleri gadak taa en (y)okarıya çıkmışlar “ne ğadak uzağı görebil(e)cez” deye birbirlerini sınamışlar goca gartal efendi, güçcük şahana sormuş” “-şahan ne” “-o da gartal gibi bi guş işdee” “-o zaman ikisi de gartal olsun” “-şahan bireş güçccük biliyon mu gartal da(h)a böyük, daa fızlı uçar, daa böyük av avlar daa yünseğe çıkar” “-ee” “-neyise gartal şahana sormuş işde “ne ğörüyon” ıngır-mıngır, ne ğörcek ağaş-gaya “ben üş-beş arpa ğörüyon” demiş pıradak dalmış aşşa, … bireş sonura şahan gelmiş yannına baksaykı seninki ağa dolaşmış…” “-gartal mı” “-hı hııhm ; şahan “n’oldu len” demiş gartala gartalın boynu bükük kem-küm “önemli olan uzağı görmek deği(l), duzağı görmek” demiş, yani üş-beş arpa yeminin duzağ olca(ğı)nı hissedebilmeg” demiş .. “-doğru mu?” “-heye” o hesap; bakdığın deği(l) gördüğün möhüm n’oldum demecen, n’olcan decen tamam mı Hacıoğlu ee?” “-;?” “-hani bana su, hak etmedik mi sence?” “-hani “deve böyük ot yer şahan güçcük et yer” demişler ya..? şahan dediğimiz şahan o işde deve deyinçe de deveyi yardan uçuran bi dutam ottur deve ne gadak böyüğ olsa alayı eşşen ardından geder eşşek, yaz alt(ı)ay tük çeker emme öküzün artı(ğı)nı yer bak sen ne gözel bildin, ne eşşeğ olacan, ne öküz, ne deve ne şahan; ne gartal “i(n)san olcan” dedin, dünneye i(n)san gelmek değil dünnede i(n)san galmak mühim, bi de adam oldun mu, tanı gari sen kimse böyük olamaz senden! haa? sen nası adam olunur dersen; boban gibi olacan, en birincisi ana-bobaya ita(a)t, seni barnaynan gösdertcek cömat, yeğelik, hırsızlık etmecen, garibanı, yetimi ezmecen i(n)sannarı üzmecen haram yemeycen hileker olmaycan yaptığın işi dürüs(t) yapcan, hakgına ırazı gelecen gonu-gonşu, hısım akrabanı gollaycan an kakmaycan elin malında gözün olmaycak, çoluk-çocu(ğu)na çaldırmacan aş gomacan gonu-gonşuynan evinine(n) eyi geçincen eli-uzunnuk münafıklık, dedi-ğoduculuk isdeyicilik etmeycen bunnarın birini bile yerine getir sana “adam” denir.. Resim için Sn Lale Ünal’a teşekkürler |
Beğenerek okudum.
.................................................... Saygı ve Selamlar