5
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1499
Okunma

“-gel şuraya deliganlı ğibi yau
ne işin var e(h)tiyarlarınan,
davıl bile dengi dengine demişler
gel sen benim yannıma,
ben dök deyincekleyin
tasınan su döküvü çamırın ortasına,
imi gadınım
bi yandan çamır garalım
bi yandan da iki beşlig bozalım
….
böyüyünce bişiy olursun nass’olsa
asıl sen onu deyvi, bakalım hıı
kimin gızını alcan ırafık”
“-bilmeyon”
“-neyye”
“-daa bire gediyon”
“-va(h)! olu(r) mu len
iki ğün sonura bi(r) bakarsın
herkeş paylaşmış zengin gızlarını,
sana bişiy galmamış
ben senin yerine olsam,
hemen bi(r) zengin gızı belliklerin”
“-öyleye madem sen neye beliklemedin”
“-işdee ben de senin yaptığını yaptım
elim hamır garnım aç,
ben mekdep bitsin deyodum,
daa şadetnamenin mürekkebi gurumadan
va(h)!
bi(r) bakdım zengin gızı galmamış,
hepiciğini paylaşmış akıllı olannar
herkeş gapışmış
ben de getdim taa
köyün en fakırının gızını aldım
benim dediğimi dut,
getdi(ği)m yoldan getme”
“-neyye”
…
“-seninki ğibi akıllı dayım
yakışıklı bobam da olmayınca, okuyamadım..
okuyaydım, kesin!
ağalar-beğler seğidirdi peşimden,
“ille benim gızı al” deye
emme o da olmadı işdee
yaş tahtaya yan basdık, senin anaca(ğı)n,
böyle gelmişiyiz,
biz böyle gederiz”
“-ağalar kim”
“-tarlası olannar”
“-bobuş emminin tarlası yok mu”
“-hani len, bu köyde en tarlası olmayan bi gişi var
o da benim bobalık
Müslüğ Ebenin bile bahçası var
onun yok
evin öğünde bi avış yerleri var
onu da belleyip iki garık etmezler
bişiy dikmezler
çağalamazlar sulamazlar;
el iki bişiy vercek deye
bakar duru(r)lar
işte öyle”
“-Üsük Dedenin evin arkası var ya”
“-var da hanı eken-diken yok
yarım dölüm bişiy
içinde bi tek payam ağacı
o da tohur vermez
ya da ça(ğ)laykana Semercinin sıpalar
de(v)şiriviriyollar
tıh teber şahi merdan
sorudup, birbirlerine bakışıp durular
!
garı da fakır olunşa;
.”
“-zengin garı alsaymış ya,
o da bi ağa gızı almamış işde bencileyin
ömrünü boşa geçirmiş
nayeti,
bize gadak sirayet ediyo fıkaralık”
“-her şeyi biliyomuş,
gayıpdan habar veriyomuş ya”
“-ben de yutdum
hanı?, elde yok avışda yok
onunku da mehesizlik; doslar alışverişde görsün
önce kendi gayıbını bilsin, döyüs”
“i(n)san garısının bobasına ö(y)le demez”
“-sen onu kendi bobana annat”
…
“-sen bana kulak ver,
hemen bi zengin gızı bellikle!
netçen gerisini”
“-tarla uçu gız alını(r) mı”
“-emme boba! sen bal yeyceğsen
Akgulağın gızını al”
“-Azizoğlu bal mı yeyo”
“-gayınnasının elini öpdümüydü yer”
“Isma(ha)n ölü(r)se”
“-o zaman ona arı düşer,
ağalar öldümüydü zağır, tarlalar
Akgulağ öldü mü arılar damada düşer”
“-o(ğ)lannar vermezse”
“-govalayvırısın, her bi(r) şey senin olur”
“-sizin tarlalar var ya”
“-hani len,
onnar bizim o(ğ)lanın,
o benim gibi etmedi
getdi Gundallı’dan aldı
gayınbobası ölüvürünce
tarlalara gondu, bak.. hinci keyfi beyde yok,
ben de sizin i(n)şatda amelelig ediyon,
onun amelelik ettiğini gördün mü”
“-ı-ıh da, zaten bi yağı yok nasıl etçek”
“-va! len o benden guvatlıdır,
neye dersen, gözü kör olan
sesden annar, mesela Köse emmi
tarlasına, evine, Macar Odasına
heryere gediyo,
herkeşi biliyo de(ğil) mi”
“-hıımm”
“-bunun gibi,
insanın bi azası olmasa,
öteki aza onun yerini tamamlar, do(ğ)ru mu”
“-dooru”
“-bizim o(ğ)lanın ayağı topal emme
gafası çok çalışıyo,
o yüzden bi bakmış,
bizim köyde zengin gızı galmamış,
varıvıdı Gundallının en zengininin gızını aldı”
“-öyley(s)e senin gızları da alan olmaz”
“-neyye”
“-ağa değilsin,
ne Sışdı Emmiden, ne Bobuş Emmiden
sana tarla düşmeycek”
“-dedik ya yaş tahtaya yan basdık”
“-ben de gızlarıma
ağa oğlu bulcan,
değilise vermen,
ben zati bellikledim”
“-kim”
“-deyvimen”
“-deyvi bakalım, yalan deyon”
“-dersem elimden gapdırın
emme sana hu gadak deyvireyin
bobasının gatır arabası var”
“-nolmuş gatır arabası varısa”
“-adamın gatır arabası varısa
tarlaları düzde demekdir”
“-ne yani öküz düzde işlemez mi”
“-öküz düzde işler de,
gatır dağda çalışmaz,
belden sap indirikene, ganlı yuğsa,
öküzguvatlı olduğundan direnir
gatır neydebili(r)”
“-onnarda çarığ atsın”
“-bi dur yau, annadıyoz
adamın gatır arabası varısa
tarlası düzde,
işleri yolunda demektir;
zengin adam o(ğ)lunu uşa(ğı)nı dağa bayıra yorar mı”
“-niye”
“-zenginin takası dağları aşar,
fakirin ganlısı düz yolda şaşar”
“-niye”
“-fakirin kendinden başkası yokdur emme
zengin felekden torpillidir”
“-mesela”
“-mesela hasana
mesela adam zenginise
hasda olsa, işi olsa düğünü olsa, ölüsü olsa
herkeş birikiz,
herkes her bi yandan hızmat eder,
fakirin mezerini gazmaya adam bulunmaz,
düğününde oynayan olmaz
hasdalığı kendi başına
çekeee çeke geberi(r) geder”
“-niyye?”
“-öyle işdeecik, nenecen
zengin gızı almaya bak sen”
“-“atınan avrat yiğidin bahtına” demişler
de(ğil) mi len ya,
zengin gızı deye alısın,
bobası fos çıkar,
malını o(ğ)luna bağışlar,
ifloz eder,
bi hasda olsa da amaliyat olsa,
harcar neyi var neyi yoğusa..”
“..”
“-iki ğün sonura benin ırafık okur mamir olu(r)
onun uçu(n) ?
sana ğelcek gız
ıçcık da gözel olmalı bence
goluna dakdın mı
herkeş “pırava” demeli
köydeki tarlanın
mamir adama ne faydası olu(r) de(ğil) mi,
sen onu okumaycak o(ğ)lannara de
benim ırafık okuycak,
apartman topuklu bi şe(h)er gızı aldımıydıı
mini etekli, duda(ğı) boyalı
dah de imanım”
“-emme okumazsa,
benim gibi en fakirin gızını alır,
de(ği)l dik topuk,
kelik bile bulamaz töbossun”
“-okuyacak
başka çıkar yol yok”
DİPNOTLAR
iki beşlig bozmak / beşlik bozmak: muhabbet etmek, konuşmak, yarenlik
gayıp / gaip(gaib)(ama kayıp değil): ortada olmayan, manevi hayatla ilgili, görülmeyen, henüz gerçekleşmemiş olaylar
çarık: tatar arabasında arka tekerleğin yere dokunarak dönmesini engelleyen, basit bir mekanizma
Çalı/ 2024
5.0
100% (7)