Tırtar / Yörük-Deveçanıo akşam konukdu köyodasında yörük beyi kimlerden bahsedildiğini anlayamadığım, bilip tanımadığım, adını duymadığım bir sürü kişiden bahsedildi çocuklarından, hikayesinden, macerasından, yeni karısından obasından, kervanından çadırından yaylağından, kışlağından yaşayıp, yaşamadığından, hatta ömrünün son anlarından yörüklerin hikayeleri, darb-ı meselleri, menkıbeleri lakaplarını garip bulduğumuz daha bir sürü kişi Yörük beyi, hatta köyün dedeleri hayranlıkla, kıvançla hasretle, övgüyle, coşkuyla hüzünle yadettiler eskileri eski Yörükleri.. örflü, iri yapılı gür kaşlı dik duruşlu, uzun boylu iri-yarı, pala bıyıklı fesli, sarıklı, yağlıklı gümüş zincir köstekli saatli sedef kakmalı uzun ağızlıklı gümüş tabakalı davudi sesli mercan tesbihli çul pantolonlu, vakur, yastığa oturan tepeden bakan filan beyin oğlu yörük beyi sordu, cevapladı anlattı “-yörük beyinin birinin sürü sürü davarı varımış kervanını sardımıydı ucu-buca(ğı) bulunmazımış arkadan at koştursan bir ğünde önüne varılmazımış o(ğ)lannarı, ğelinneri, ğızları, güyeleri torunnarı, obası çobannarı dedikleyin keyfi beyde yoğumuş, safasını sürüyomuş bir ğüz günü yazlakdan dönüyokan bi bunardan söztemsili sizin Çataldepeden geliyokan Söğütlüden, sürülerini sulamış çobannarını savışdırmış develeri de suya ğandırmış tam da gurnaya uzanmış avıcıynan su içecek ğözü ilerdeki hatılın sonundakı yaşlı köylü çobana dakılmış adam her deveye dıkgatlı dıkgatlı bakıyo deve; sağa sola bakıyo yoluna dövam ediyomuş adam bu sefte de döşüne sonura hamıdın arga ğaşına bakıyomuş “-hımm” deye başını sallayomuş sonura öteki deve oda sağa-sola dönüyo-bakıyo o sağa sola dödükçe de duluğundakı goca çan löngür, löngür, ileledikçe de löngürrr, löngürrr, löngüürrr, löngüür, .. sonura döşündeki lannngırrr, lannngırrr, sonura da hamıtdakı, hatap çanı deve yörüdügçe ileri-ğeri lıngır, lıngır, lıngır, lıngır, adam bu sefte arkadan gelen deveye daha sonra da onun arkasından gelene mütemadiyen dıkgatlı, dıkgatlı bakıyo başını sallayomuş adam develere, taha doğrusu devenin başına, döşüne , hamıdın arka gaşına, bey çobana, bakışına, başını sallayışına bu vazıyet, epili bi, baya bi mühlet cereyan etmiş, tabi ahval.. beyin nazar-ı dıgatını celbetmiş etmiş edememiş, durmuş-duramamış duralamış, sakalını gaşımış çoban mencilisden ırak, deveye bey köylü çobana baka-galmış su işmeyi unutmuş Alla(hı)n selamını buyurmuş sonura da tabi “develerinen ne” gonuşduğunu “iki sahetdir neye başını salladığını” sormuş köylü çoban “derin emme beyim beğenmez, almaz alsa, gabil etse bile işine ğelmez” demiş bey de “-hele sen bi de deyceğini de ete(ği)ndeği daşı bi dök bakalım da alıp-almaycağmıza işimize gelip gelme(ye)ceğine düşünelim, daşınalım ona biz garar verelim” ………………… ……… …….. köylü çoban epeyli bi sükutdan sonura derin bi iş geçirmiş, derin derin solumuş “-beyim” demiş “-de! buyur” “-buyur Allah’ın emri devenin duluğundahı çan “lönnngüürrr löngür löngür löngür löngür” “benim ağam… zengin… zengin…… zengin…..” dedi “-eee!” ………… “-döşündeki oğa cuvabberdi “lan-gır.. lan-gır.. lan-gır…” nerden nerden nerden” “-eee!” “-hamıdın arka ğaşındağı da “lıngır, lıngır, lıngır, lıngır” “ordan burdan” “ordan burdan” deyelek yörük beyi düşünmüş sürüyü yayıltdığım dağ, benim dağım deği benimise hanı kayıdı-kuyudu suladığım çeşmenin suyunu eşeleyip de ben çıkarmadım öğüne hatılını ben yapmadım yerine ğöre çoluk çocuğu, aptası-namazı ehmal etdim öyle ya! bu sürü uçu demek kiyne demiş yörük beyi Allah indinde halal deği devesi, goyunu geçisi ne varısa satmış savmış dağıtmış Serik cıvarında bi köye ulu bi cami yapdırmış beş vakıt namazını va(h)tında cömatınan eda eylemiş tövbe istiğfar etmiş.. ? emme var ya! o daşşaklı goyun yoğurduna hasred ğetmiş .. yoğurt çaldırmış, eskinki gibi olmamış ne yoğurt, ne peynir…. kekik kokmamış gasapdan alınan ete el sunamamış bazardan gelennen garın doymamış yoğurtsuz ömür geçermiymiş yoğurdsuz edememiş ğünden-ğüne erimiş gedmiş gidiş! o gidişşşş….” artık yüzlerdeki meraklı bakışların yerinde kasvet vardı, uzun süre kimse soluk almadı adam elini dizine vurdu hayıflandı hayıflanma sıradan uğradı herkese dedeme de beni dizlerinden kaldırdı ertesi sabah erkenden Akgedik’de soluğu alanlardan öğrendim “-yokmuş yokmuş Koca Çayırda hiç kimse” ne Yörük obası, ne Allahın bir kulu ne bir Yörük kervanı, ne bir Yörük, ne bir toz bulutu ne yayılan bir sürü ne de bir deve” sanki ne gelmişler, ne konmuşlar ne gitmişler ne zaman kalkmışlar ne zaman denklerini sarmışlar yola düzülmüşler de göz ala bildiğine Kaşıkara Ovasını Gencelli Ovasını Senget Ovasını ne zaman aşmışlar ne toz ne iz topu topu anılarımıza kazınan deve, önde giden eşek eşekteki Yörük Kızı iri-yarı, hıltarlı birkaç köpek …….. birkaçta deve boku biraz kırıntı anı yörüklük coşkusu o kadar işte ha!,,, bir de o örflü beyin fesi yağlığı, köstekli saati deve çanlı,çakıldaklı yoğurt hikayesi ve deve çanının sesi, taa! Orta Asya’dan bu yana konar-göçeriz yaylağımız Torosları yurt tutmuşuz toprak, hava, su peşinde olmuşuz deve kervanımız, sürülerimiz yaz demeden, kış demeden savrulmuşuz o dağ senin, bu dağ benim pınardan, pınara sürülerimize su vermişiz aynı ev, aynı komşu ömrünce aynı toprağı sür, ek her sene ya arpa, ya da buğday, onunda pahasını bilememişiz ne verdilerse vermiş, ne dedilerse; alıp geçmişiz muhtara, kadı-kaymakama beylere-paşalara hay hay yerleşik hayatı becerememişiz hâlâ….bir konar göçerlik var ruhumuzda; bir yaylağa çıkma coşkusu, bir kıl çadırlarda uyumaya hasretiz peynirimizde kekik kokusu gönlümüzce içememişiz her pınardan avuçlar dolusu su devesi elinden alınmış fukara Yörükleriz …. son göç’ün sonu DİPNOTLAR ağızlık: takım, sigara yerleştirilerek ağıza götürülen alet tütün tabakası güye: güvey, damat, gelin kızın kocası duluk: şakak, yanağın gözler ile kulaklar arasındaki bölümü döş: bağır, gerdan, göğüs derin (/derim): söylerim Kumdanlı(Hoyran) Ovası(Karamıkbeli), Kaşıkara Ovaları(Aşağı Kaşıkara Beli) 17 Eylül 1176 tarihinde Anadolu’nun Türk Yurdu olmasında önemli yeri olan Miriyokefalon/Denizli Savaşı’nın ve Haçlı Seferlerinin geçtiği yer (M.Kemal Turfan) Alacainler : Kocadağın eteğinde, göl kenarında, Aşağı Tırtar’a yakın, Roma Çalı / 1991 yandex.com.tr/video/search?text=%C3%A7ubu%C4%9Funa%20l%C3%BCleyim&path=wizard&parent-reqid=1479903678244326-1529100474442222412824417-myt1-0754&noreask=1&filmId=6069249897464854929 |