Tırtar / Kış Geceleriakşamları; ev gezmelerinde “yüzük” oynanırdı bez, peşkir, çaput altında yüzük, düğme, deve boncuğu ya da para, yüz devesi olan taraf kazanırdı. “deve çobanlığı” çocuklara en büyük armağandı. sonra çocuklar ayaklarını ortaya sıralarlar "-hıt mıt ner-den gel-din or-dan çık" "-hıt mıt saş-ları gıv-rı-şık" ebe tekerlemeler söylerken; kimin hangi ayağında kalmışsa o ayak çıkar, iki ayağından tutulan kalak duruma göre biraz sertçe yere vurulur ahret sualleri sorulur “-dağda deve gördün mü?” “-gördüm” “-çullu muydu, çulsuz muydu” alınan cevabı beğenmez ebe onun devesi o değil elbette “-benim devem o değil idi o değili idiii” ama olsun o kendi devesine yanmaktadır, aldığı her cevapla tabanlar kızarır “-böyük gapıdan mı geçirdin, güçcük gapıdan mı” “-sovuk su mu içirdin, ıscak su mu” “üşümedi miii?” “yanmadı mıı?” “-inne mi batırdın çuvaldız mı” “devemin canı yanmadı mııı yanmadı mııı” “-çulunan mı örtdün, yorganınan mı” “-benim devem üşümedi mi üşümedi mi” en sonunda ağlamaklı olur çocuk cehendem zebanisi sorgudan vazgeçer “-boban nerde,” “-çift sürmede” “-anan nerde” “-bazara ğetdi” “-sana ne ğetircek “-lokum-piskevit” “-hanı bana” “-çöp sana” “-hadi öyleye bide sen get” çocuk arkaya aşırılır herkes gülmekten katılır ve cumbalak kılınır yumbarlanılır babamın dizlerine küçük bir çocuk binmiş zıplatıyor, güya ata bindirmiş yorulunca "-cızzık oynayalım" der biri eller birbirini üstünden cimcirmiş en alttaki elin sahibi "-cızzık" der, diğeri "-n’oldu hanım abla" "-gara garınca ıssırdı" ağlamamak için dişini sıkar "-öyleye çık depe başına" diye bırakır en alttaki el, en üste çıkar diğerlerinin el üstünden canları yanar bu arada diğer çocuklar babamın etrafına çokaşır çoluk çocuk misafirler "tıkılama" oynanır diğer bir küçük ebe babamın dizlerine oturur ebe elleriyle gözlerini kapatır orta parmakla fiske vurulur babam diğer parmaklarını yumup bir parmağını açar bu arada ellerinin dışı bir hayli acır küçük ebenin gözleri dolar, elleri kızarır sürüp gider babamla aynı parmakları bulana kadar "çene tıklatmaca" “-gel bakayın iliklerini sayıvırayın” çocuk gelir sayıcının karşısına pantolon düğmesinden başlanır “-bir-iki üç-dört galdır çeneni bakayın” çocuk çenesini kaldırınca “-beşşş!” diyerek işaret parmağının yanıyla çene kaldırılır çocuğun dişleri tıklatılır” çocuk dilini ısırmıştır “-bi çene oyunu da çocuğun çenesi tutularak aşağı-yukarı “çen çen çene” dudaklara bastırılır parmakla “-aşçı dükkanı” sonra burna “-horuldaklı çeşme” iki göze iki parmak “-aynalı çarşı” alına küçük bir “şaplak” “-düz bayır” saçlar karıştırılır “bitli çayıııır” çocuklar tertemiz gayri ya “-altın çayııır” denilir oldu onlara da” “-biri havsizden yaklaşır arkandan iki eliyle kapadır gözlerini “-kim o” deye sorcan birez bekler bu sefte kendisi sorar “-çekme mi sürme mi?” “-çekme” dersen ellerini çekmez “-sürme” dediysen gözlerine basdıra basdıra ellerini geriye doğru alır” “-neyye” “-valla bilmen öyle işde” dedemi oyuna sokmak meseleydi çullanırdık başına, cümbür cemaat, razı edemezdik güya gönlü olur, küçüklerle ayaklarıyla güreşirdi kütelenir geder, davranır, gakar hucum ederdik herkeş cımcılık terlerdi ebemin gönlü olmazdı illa abimi kollardı tabi bu arada düşen-kalkan, ağlayan şanslı ayaklarının altına bindirir, “-sıkı dutun” der yukarı kaldırırdı ileri-geri sallanır, düşürecekmiş gibi yapardı ebem dayanamaz gelir, söylenir tepedeki çocuğu alırdı herkes “-benide, benide” diye mızlardı ebem gürültüyle mücadele için “-başım galdırmayo ya” diye söylenir “-gelin bakayın efeleğinizi gırıvırayın” zorla birini yatırırır, çapraz ellerle ayakları birbirine doğru sündürür bu defa dedemden umudu kalmayan diğerleri sırada sürtüşür dedem iki yanına alır biraz büyük olanları ayaklarına basarak ortalarında durur kah balarısı, kah eşek arısı kah bambıl kah at sineği olur, burnuyla vızıldarken hıcınır, arada bir sokar elinin tersiyle yüzünü koruyana şamar olmadı dalına konar. benzeri şekilde yine elinin tersiyle "sepetçioğlu senmin, benmiyim" tokattan sonra değişir ebe bu defa da diğeri sorar, "sensin" "-benisem bir elini dizine, bir elini yüzüne koy vahtına hazır ol" yorulanlar artık oturmaya başlar ortaya toplanıp, uzatılır ayaklar biri ebe olup, ayakları sayar "-hıt-mıt, nerden geldin ordan çık" "-hıt-mıt, saçları gıv-rı-şık" çocuklar kendi başlarına kalmışlarsa ötekinlerden daha gelişkin bir abla "-erik dalına çık-tım tren yoluna bak-tım üç ğüzel geliyo bi-ri a-ğa bi-ri pa-şa or-ta-dakı Ke-mal Pa-şa" DİPNOTLAR cumbalak kılmak: takla atmak cimcirmek : çimdiklemek, çimcik atmak, cimciklemek, teni el ile sıkıştırmak hıcınmak / hıncınmak: vuracakmış gibi yapmak dal: boyunun arkası, ense |
Sanki hiç yol almamış gibi ömrün yarısına..o kış gecelerinde mısır patlatılırdı büyükler tombala oynarken bizde bir köşede mendil kapmaca ,elim elin üstünde gibi oyunlar oynardık,sobanın üzerinde pişen kestanelerin çıtırtısını duyar gibiyim..Sabahıma gülümseme ve huzur getirendi '' Tırtar / Kış Geceleri '' Kutluyorum hocam,Nicelerine
Saygımla