Gittinayı yere kapaklanmış görsen öyle kocaman güler miydin ve hiç açmasaydı pencerendeki saksı çiçeği duyar mıydın ince hışırtısını yaprağın bir duvara çarptığında ayağım tadar mıydın acımı ellerini kim yordu yar bakışlarını kim kara çaldı ak sıvalı gönül evine testindeki suyunu kim içti kim serdi önüne sofranı kim güldü arkasıyla kim yaktı canını sonuna kadar geri çekti sana attığı cümle adımlarını ne derdin buna söyle yar gül açtırsalardı anlamsıza suyu olmadığını bildikleri kuyudan su çekselerdi var olmayan düşlerle kanırta kanırta alsalardı seni böğrümden yol kalmasaydı şiire geçecek oysa ben maviyi sen diye sevdim seviyorsun diye güneşe boyadım penceremi çiçeklerin yanına çocukluğumu koydum geliyorsun diye çıktım yoluna sevdanın elime bırakıp kaçtığın neydi yar imzan yoktu son mektubunda sevdan solgundu öyle kolay değildi birden göç etmek sevdiği gözlerden elden yüzden geceleri bıraktılar koynuma karaya buladılar aşkı bütün çocuk gülüşlerimi ç’aldılar gittin yar gittin 19. 10. 2016 / Nazik Gülünay |