GÖNÜL DÜNYASIGönül gözü ile gördüm âlemi Çiçek yanıyordu dal ağlıyordu Kalem alıp yazam dedim çilemi Kelâm yanıyordu dil ağlıyordu Gönül ülkesinde düş konağında Şirin vadisinde Ferhat dağında Mecnun sarhoş idi Leyli bağında Yaprak yanıyordu gül ağlıyordu Hayat gizlenirken bir tek nefeste Can ceset denilen kaldı kafeste Ney’de nağme oldu hicranlı beste Perde yanıyordu tel ağlıyordu Niyet ettim neden çıktı salmadı Vakit geçti söze hacet kalmadı Akan sular yatağını bulmadı Irmak yanıyordu göl ağlıyordu Sular gemileri, kaldırır iken Yürümüş denize yelkeni çeken Bir gülü kuşatmış bilmem kaç tiken Yolcu yanıyordu yol ağlıyordu Neden nefret etti neden hoşlandı Gönül gençleştikçe beden yaşlandı Kırıldı kınandı seven taşlandı Yürek yanıyordu kul ağlıyordu Sen de cananına canın verirsen Ateş alan mum misali erirsen Benim gibi faş eyleme görürsen Takvim yanıyordu yıl ağlıyordu Gözükara’m iplik iplik umutlar Sabır taşı olsa o dahi çatlar Bir sevda taşır ki kara bulutlar Yağmur yanıyordu sel ağlıyordu Seyr ü Sefer (Sh. 27) Mehmet Gözükara |
Doğumda, ölümde, bir hakikattir
Aşk gönül evinde süstür ziynettir
Bülbül yaralıydı gül ağlıyordu
Başlı başına bir şiirdir benim için bu dörtlük diline sağlık kardeşim şiir gibi şiir
Haşim Kalender