Dağlar Elbistan
Çıktım yücesine indim düzüne
Dört yanı çevirmiş dağlar Elbistan Taranmış saç gibi serer yüzüne Ceyhan suyu yosun bağlar Elbistan İçinden geçerken bir çay bir ırmak Varlığa gark eder suya gem vurmak Yine de güzeldi hayalin kurmak Süzülür gözyaşı çağlar Elbistan Tell’olugun ürüzgârı eksilmez Dağları çıplaktır ormanı bilmez Eğip bükülmeye kim olsa gelmez Kendi başın kendi bağlar Elbistan Karlar erir sular yürür yamaçtan Kararı kat’idir dönmez amaçtan Dürüm yapar helva, pekmez, omaçtan Şükür geçimini sağlar Elbistan Gam bohçası katlı-çütlü açmadım Ulu-orta yere sırrın saçmadım Gözükara’m sevdiğimden kaçmadım Yakar yüreğimi dağlar Elbistan |