Tırtar / Suvat
ipli kova sarkıtılarak
su çekilir kuyudan yalak taşa doldurulan sudan ya da hatıllardan yanaşıp süzerek içer her hayvan, yitişip-kakışmadan kavga edecek-oynaşacak hal mi kalır temmuzun sıcağından Karaçalıdan, Akçeşme’ye, Çataltepeden, Söğütlü’ye Bel tarlasından Günsüz’e ova harmanından Güllüğe hemen her öğle en yakın çeşme alınır göze sıcağın gözünde Davullu su nimet, su kutsal, su... boşa akar gider Davullu ne çeşmesi başka çeşmeler ayarında ne nöbet bekleyen bulunur başında yıllar yılı, kendi kendine avunur, ne bir kavrulmuş toprağa dokunur ne bir yanmış dudağa gün görmeyen bir düdende kaybolur tanımaz bir yeşil yalağının yanı-başındaki söğütten başka... alt yanındaki deredeki, bir tutam çayırın da görüp görceği su bu! köklerinden dereye domur domur süzülür cağıl cağıl değil şipir şipir hani cağlan değil ki aşağı akmaya gönülsüzdür coşkun değil üzgündür akışı göz yaşı gibi ne bizim bahçeleri sular ne başkalarına yar olur bazen coşar, taşar hatıldan dışa bazen küser, uyur, akmayı unutur unuturlur... Davullu gibi gür akan hatıldan dışa Davullu suyu gibi soğuk su az bulunur emme ne fayda Harım Gövcelli az su yolu eşmedi sustu yaz-kış Gökderenin cağıldayan sesi derken birer ikişer kurudu söğütler, kurudu ev önlerindeki harımlar Gökyamaç’a yürümez oldu gençler eskidi aşındı çelenlerde çalılar yıkıldı bozuldu duvarlar, pardılar yeni evler yapmış Almanyalılar kapalı ve bomboş evlerine demir kapı-çerçeve, kepenk, beton duvar DİPNOTLAR suvat / sıvat : hayvan sulayacak yer, su kıyısı, sahil, sulu yer, pınar, sulu toprak, çamurluk, gerçektede Koca Suvat: Hoyran Gölü ile ovanın arasıdır. Kumdanlı Çayırında bataklık nedeniyle camızcı (KAYMAKÇI)lar vardır. yalak: oyulmuş taş, köpeğin/tavuğun yal yediği su içtiği çukur taş düden: derenin yer altına döküldüğü kovuk, çukur |