Tırtar / Şişe
"-Adil emmi yok-yoğsullukta
erezil böyüdüğünden olsa gerek gayfaya ğelir, hemencecik bi mencilise müdahıl olur neyder-eder kendine bi gave ısmarlatdırır gavesi gelince daha önce suyunu bile işse illa bi dadını çıkartdırır, gavenin köpüğünü derin bir hörpüldetmeynen sömürü(r) gayfada olupda duymayan galmaz nayetinde üsdüne de bi damak çatlattıkdan sonura "-ohhh!"der bi(r) kaş “oh” daha çıkatdırı(r) gayfacıya, ısmarlayana döner “-…. ölenneriyin canına değsin” deye teşekkür eder "-gene böyle bi(r) gün biz kavenin önünde Yamık Bayam ağacının kölgesinde oturuyoz bakdıg senin Hacı Adil aşşadan yorgun-argın elleri arkasında elinde bağ tiyeğiynen arpalıkdakı bahçasından geldiği belli “-bu yorulmuşdur nassı(l) olsa, buna bi(r) “oyun” edelim” dedik Macarın gavenin önüne gelince dineldi seninki "-selamün aleykümmm!" diye selam verdi gayatle yünsek mertebeden dilimizin ucuynan selamını aldık, bekledik. bizi(m)ki bakdıy kı; bizde o her zamanki "-buyur ağam" muhabbeti el-pençe divan durmak yok yanımıza geldi oturdu, bizden gene "çıt-mıt" yok "-meraba ağalar" dedi "-meraba" dedik, gene emme dilimizin ucuynan "-yau hayrola bişiy mi var, dadınız bozuk suratınız sirke satıyo(r) oyuncağı elinden alınmış dulgarı çocuğu gibi” yüzlerimize bakdı gene oralı değiliz ……… “-yonusam bi donuzluk mu düşünüyonuz len dulgarı çocukları" dedi "-yau Hacı Emmi biz garar verdiydik ilk gelene bişiyler ısmarlatçağdık hinci sen dekgeldin sana da "-bi şiy ısmarla" desek paran yokdur, ne de olsa sen öğsüz seferberlikde yok-yoğsullugda böyümüşsün” dedik belki ağa gızı gazın harşlık vermemişdir. “-sana garşı ayıp olur valla” "-len dul garı çocukları, adamın depesine okarı gonuşman gene yalan deği sizin ğibi Alaman malaman herzesi yemedik gavır gıçı yalamadık emme!!; dördünüzü birden satın alırın aslında evelallah paramız yoğusa da gredomuzda mı yok len" dedi içeri seslendi "-leeyn.. Apdılla" ………. “-Abdıllaa, o(ğ)luumm beri bak len bi” “-buyur Hacı Emmi” "-o(ğ)lum hunnara hu bak bakayın bi!" … “-yanımda da para yoğ emme" deye de ekledi parası olmadığından değil tabi aklınca nisbet ediyo ğari "-farketmez Hacı Emmi" dedi Macar Apdıllası "-buyurun epaplar ne işceniz" ben "-şişe" dedim, Musdugoğlu "-iyi madem benimki de şişe ossun" dedi Sateli de "-ben de coca-cola içeyin" İzzetin Halil gözlerini pertledelek “-len ben Buldurlu garıdan mıyın bana da bi şişe ver, vay gapbicikler vay” dedi Hacı Emminin irengi attı "-len olum, siz bana hep çay ısmarlayodunuz, “-yandan çarklı ” demeye gaksam bi çay parası veriyodunuz benden olunşa şişe içiyonuz neyse canım, keyf sizin ben de herkeş uçun birer çay parası verin üsdünü de kendiniz gatarsınız gari siz alışıksınızdır hani üsdü bari Alaman usulü oluvusun" dedi hemen cüzdanını çıkarttı yimbeşerden billira verdi Sateli bana baktı, göz kırptı ben de "-biz de yimbeş guruşlug işdik" dedim elimin tersiynen yitividim höyle Adil Emminin öğüne tabi ötekinner de şişeleri goyvuduk Musdukolu "-eyi geri galanını kendin içersin gari Hacı Emmi" dedi Hacı Adil "-Allah eyiliğinizi versin ulen olum ne şeytansınız len hu çetelerin ettiğine bakın Alla(hı)se(ververse)niz hu var ya hu elebaşı, hu eşgiya.. valla “kör şeytana pappasını ters geydiri”, odu-oca(ğı) kör galmayasıca !! ana valla bi yaşıma taha girdim, bunun olduğu yerde gatliken bi sıraca gopar bi gudümsüzlük türer galı(r) valla bunun işi-ğücü alavere -dalavere buna ıras gelmeyen deye yolumu değişdiriyon gaşcak delik arayon “neye Ceviz Çeşmeden evine varıvımayon” deseniz ya hep bu sıracanın şeremetinden sakınmağ uçu, buradan geçiyoz görüyonuz işdacık eşşe(ği)n sevmediği ot dedikleyin .. len o(ğ)lum hadi bu belli, sizin ananız-bobanız hep aslı-aseleti belli adamlar siz bu meymenetsize ne uyuyonuz len valla ne zaman bi ketenpereye gelcen deye tiken üsdünde duruyon namert uğrasın (e)imiii, nası(l) eder, ne zaman uyduru bu şeytannıgları bilmen.” bakdı bizde cüvap, müvap yok “-için ülen” dedi “için .. ben size horata ettiydim" dedi çıkarıp gaveciye beş lira daha verdi "amma bana da şişe getir de tam osun dilağına yanayın ta! battı balık yan geder anasına satayın ha böğünde sermiyadan yedik deyvirin" dedi. bi ğözel işdi, “-ülen bu meret böyle zelletli miyimiş içine kimbili ne goyollar yavaş yavaş zehirlemeğ uçu gavır iyi bişiy olsa satar mı len satcağına ille de kendi yer içer ille bi gavırlık İngilizlik vardır dediğimi yaban atman… töbe dinime bu insanı tiyreki eder tiyreki oluncaklayın da yeşil yeşil gelsin paralar” şişenin dabanını bita(ha) sömürdü Hacı Emmi; “-neyise;!.. neydelim ha zarardan kar etdik deyviriz” deyince Sateli “-hankı zararın kârından ba(h)sediyon sen Hacı Ağa” dedi “-sen önce fit olduk mu Ali Ağa onu deyvi bakalım bi” “-fitiz anasına satayın da… sen nassı zarardan kâr etdin onu bi deyvi bakayın bi hele” o da “-len bizim çoban senin payamlığı yedirmiş de? ben de hasara bakmaya getdiydim on lire vereyin de sulf olalım de(ye)ceğ(i)dim beş şişeye fit oldun hakkını halal et gari” dedi ağa valla senin Sateli’nin beti-benzi atdı. gerşi ben farkettim ondakı hinliği de! derakap daşı gedi(ği)ne go(y)dum “-fifti fifti mi yani Hacı emmi” dedim Hacı emmi uyanık, salağına yatdı “-fifti fifti Sateli o(ğ)lum! fifti fifti” dedi Sateli “-len .mınağoyan orayı yeşerdelim deye iki çekidek atdık, yau gelenin geçenin malı maşatı işinde, galenderligden gurtulamadı hepiciği canlı cenaze Gızıl Tarlanın boş galdığına mı yanayın Sabi-sübyan çoluk-çocun avış avış çekdiği suya mı yanayın zati senin çoban deye duttuklarıyın hiş aklı başındası yok ku çoluk-çocuk adam akıllı biri de(ği)l ki çoban de(ği)l ki Allahın honuna yaşayan bis sürü uluk “-len olum dün Arif geddiydi haralda” “-o da aynı bok ha ağası, ha danası çoban de(ği) mal, malın da malı gafa boş, zeyin boş dut kulandan çifte goş” biz kendimizden geşince gülmekden Sateli menevre etdi “-sahi Hacı Ağa sahi, payamlığı yedirdiğiyin aslı varmı Hacı Adil “-aslı omasaydı Kerem yanarmıydı” “-yau arkadaş mülevesliğin nüzumu yok biz ağaçdan ba(h)sediyoz insanın etişmesinden zor bu mubarek madem Hazireti Peygambere inanıyoz ne demiş öleceğene bi ğün varısa da ağaç dik bi sahat varısa da biz de dikiyoz işda dikiyozda n’oluyo o yana bi mal getdi miydi “heyvah” deye yüre(ği)mizde yağ galmayoru” Hacı Adil başga yanna bakdı gafasını gaşıdı Sateli daha bi gızdı söğecek garşındakı Hacı yumşadı gari “-bana ağanı deyvi sana ne mal oldu(ğu)nu deyvireyin ha anası demiş ha danası ha ağası ha çobanı, hepiciği aynı mal “-yok ülen benim Arif yedirmiş” “-bobasının o(ğ)lu işde oluvucağı o ha anası, ha danası” dedik ya Hacı! sen de zaten “garı malı” içinde gönendin gettin, ağa oldun emme, gene de bi nevi çobansın Hacı Emmi gayet sakin “-çevir gazı yanmasın” … “-senin ağalığına değişmen çobannığımı kendim ağa değilisem de ağanın kapısındaydım heş değilise senin gibi yalın ayak başı ğabak baldırı cıplak gök görmedik dulgarı çocuğu de(ği)lin!” ……… “-çayım-gayfam içili bak şişe bile ısmarlayorun evelallah.. senin öğsüzü doyurduğun yetimi gayırdığın var mı gören-bilen varısa beri ğelsin hiş hunun avcından gönüllü köpek su işmiş mi” “-işceklerise bende ısmarlayan ağa işçeseniz buyurun epap obal da boynunuza” “-demir tavında döğülü len için valla” “-getir len beş dene daa” “-Hacı Emmi başga bişiy işsek ya” “-hinci Sateli Ağa” “-ça(ğ)la yedireyin ben size gakın gedelim ba(h)çaya” “-arı sağmışsın ballı çomaç desen de hu ümmeti müslümanı dadıkdırsan da bi sevaba girsen ya” “-pekey ağa” “-ağanın elinden dutulu(r) mu hadin ça(ğ)laya” “-ça(ğ)la herkeş de var ben ballı çomaç y(iy)ecen ağa! şişenin üsdüne de ne ğeder ya mubarek” ordan hep barabar kagdık üsdümüzü silkeleyelek yörüdük Satelinin eve doğru Hacı Adil döndü gerisin-geri haralda dedim, bişiy unutdu gavedekinnere seslendi va! Allah eyiliğini versin neytse beğenisin “-leyn olum! Sateli hepiciğinizi ballı çomaca davet ediyoyu ıramatlıg Hacı Apdıllayı üryasında görmüşde” davet etdi gelene geçene evindekinnere de ilerlerde görebildiklerine ünneye bildiklerine de Sateli gızarıyo-bozarıyo emme gülse de sidik zoruyna “-buyurun” dese de ……….. can-ı yürekden olmadı valla Hacı Emmi daşı ğediğine godu “-yedik-işdik halal hoş et boba” “-len valla ıçcık bi bal olduydu, onuda halletdik sayanda neydelim halal hoş olsun” neden sonura Sateli “-yau Hacı Ağa senin bana bi garazın, bi kinin mi var arkadaş köpe(ği)ne “oş(t)” demedim tavığına “kış(t)” demedim Ümmet-i Müslüman yesin-işsin benden yannı halal hoş ossun bıngıl-bıngıl et osun emme senin damağıyın altındakı ne bana bi deyvi bakayın senin guyruk acın nerden” “-eee sen benim dünür Hac(ı)Osmanoğlunun damat davetine köyü okumuşu muşsun adam ele-ğüne mahçıp olmuş eeeee …….. nası oluyomuş biz daha o gadar etmedik” .. döndü bize “Hacıoamanolu esgerden izine ğelen Akmemedinibiremi ağşamekme(ği)ne davet etmiş olmuşu olcağıda bi tavık kesmiş demiş iki de gonşu çağırayın da emek boşa ğetmesin bizim bu uluğu da seğirtdirmiş gonu gonşuya bu da gocca köyü; başdan aşşa “ağşam çorbasını Hacallarda işçeğmişsizi” deye davet etmiş, yalanım (v)mar mı Sateli” “-Allah razı olsun Hacı Emmi her musibetde bi hayır vardır sayanda o izdirapdan da gurtuldum Allah ırazı olsun da Hacı Emmi senin o musibet olcağın, aklıma gelmedi işde bu bek hayra alamet deği” “-ooo(ğğ)lum! Sateli!! ……. bak olum sen daha dünkü çocuksun sen beninen aşık atamazsın bu biir! ne demişler kendinden böyüğünen kakışma bu da ikiii neye dersen ya anayın gapbeliğini bilir ya abanınan fingirdemişdir epili bi namaz gıl sen bu apdasına” “-ben netdim ya hep hunnarın başının altından çıkdı” “-daa onnara da sıra ğelecek sen onnardan böyük de(ğil)min böyüğüken böyük gibi onnara “durun!!!” “çüşün!!” “etmen-getmen “ “böyük lokma yen, kendinizden böyüğünen u(ğ)raşman” deyceğin yerde, onnarın önsıra böyle boban yaşındakı adamlara eziyet etmeye ğakarsın ha! işde böyle takkayı başına ters geçiriviriler “süt dökmüş kedi ğibi” zuvudur galısın” .. “gargayı gılavuz bellersen gıdağın bokdan gurtulmaz” taha bu sana az bile emme get öte yanına belanı benden bulma evel Allah seni file daha sulu dereye ğötürün de susuz getirin alim-Allah gurt gocayınca köpe(ği)n masgarası olurumuş emme ne ben o gurtlara benzerin ne de o ğadak gocadım her dağın kendine ğöre dumanı varımış sen de kendine ğöre birini bul, sıvış burdan deregap benden uzak dur ne üstüme lazım ne şiş yansın ne kebap” DİPNOTLAR dekgelmek/denk gelmek: rastlamak, isabet etmek, tesadüf olmak göz pertletmek: iri iri açmak, gözleri dışına çıkmak yandan çarklı: şekeri yanına konulmuş orta şekerli kahve(çay da olabilir) göz kırpmak / göz etmek: işmar, sende gönlüm var anlamında sıraca: tüberküloz, burada netamet kasdediliyor, kudümsüz: uğursuz alavere : alış veriş ama buradahile kastedilmektedir. fit olmak: ödeşmek, borcun silinmesi barışmak, helalleşmek fit olmak. Ödeşmek, ödeşmeye razı olmak fifti-fifti: yarı yarıya aşık atmak: davarın aşık kemiği (ayak ile bilek arasındaki kemik) ile oynanan (günüüzdeki bilye gibi) bir oyun kakışmak: itişmek, inatlaşmak, ayak diremek, karşılık vermek, karşıdakinin otoritesine boyun eğmemek |
emme ne ben o gurtlara benzerin
ne de o ğadak gocadım
her dağın kendine ğöre dumanı varımış
sen de kendine ğöre
birini bul, sıvış burdan deregap
benden uzak dur ne üstüme lazım
ne şiş yansın ne kebap”
O yıllardaki dostlukları,arkadaşlıkları yöresel şive ile hoş anlatımlı şiir, kalem
ve yürek desteğiyle dokunmakta.Yaşanmışlıklardan kalan anılar ne kadar doğal.
İçten süzülmüş anıları şiir dili nakşetmiş.Tebrikler,ayrıca;verdiğiniz emeğe de
teşekkür ederim.Saygıyla.