Tırtar / Müzevir
“-efendime söleyen
bi(r) vakıtlar bi(r) güzgünü Curanın gamyon bazara gediyomuş tam da Çamırlığı dönecekleer bi epap fıyık mıyık seğidelek öğnlerine çıkmış, elinde bi zarf.. “-buyur bacanak” deyo Havız “-va! !! Havız sen miydin len … bacanak ha hunu bi atıvi, parasını gelinçe veren” decedim deyo elindehi nekdibi uzadıyo senin Havız alıyo zarfı cebine sokuyo nekdibi varıyo Yalavaca fırsantını bulunca varıyo çarşıya ilk iş posdaneye dırmanıyo uzadıya nekdibi posdacı geri uzadıyo “adını, soyadını, edreseni yaz” Havız “nekdip benim deği” deyo adam “gönderenin adını yaz öyleye” “neyye, hemi dee galem yoğuku” adam galem uzadıyoru buna, “iresmi dayıraya yollanan nekdip zarfının üsdünde“gönderen”in adı edresi yazmadan alamayız!! ya da isdermezsen pulunu yapışdır da, gastecinin orda nekdip gutusu vaa onun içine at” deyoru emme işleme gorlar mı gıomazlar mı orasını bilemen.. “ana!?” Havız bi(r) bakıyo nekdip “yünsek savcılık makamına” “Allah Allah” deyo “bacanağın ne işi olu(r) savcılığınan mavcılığınan” “dur baka(yı)n” deyo “bunun işinde bi iş var” “şeytan dürtüyo bunu, nayeti alı(r) bi nekdip zarfı da içine gatıvırız, aşsa da baksay kı gözün kör osun “sayın savcı beyim köyümüzdehi Havız denen adam köy gorusunu kesiyo, Güneyiyi güdüyo, herkesin anını kakıyo, mencilisde bile öğüne gelene söğüyo, camiye gedennere, namaz gılannara laf çarpıyo içiyo-içiyo herkeşe söğüyo neye dersen gardaşına güveniyo neye dersen gardaşında dapança var ümmet-i müslümanın hökümetden başga kimi var bunu yazan Lelek Boladı” gerisin geri cebine sokuyo, ağşam baksakı eftikleyip duru epap “-bacanak attın mı len” “-hıı” “-kaş para borcumuz” “-önemli deği yau” dediyse de ısrar edinçe barabar on nekdip parası deyo “-neyye len, bi nekdip hu fiyet demi” “-savcılık makamı deyinçe öleymiş” “-eyi madem sonura veren” “-ha bi de üsdüne göndereni yazmamışın postane gabil etmeyomuş iresmi dayıraya yazılannarı ben de adını yazdırıvıdım” deyince ha! senin epap ölmüş ölmüş dirilmiş “-len ha delikden atıvısaydın” “-o zaman yırtar atallarımış posdacı ö(y)le dedi” .. “-töbe esdafirüllah töbee i(l)k diba böyle bişiy başıma ğeldi” öykelenmiş gıpgırmızı ğalmış, epaba “yau sen neye yazarsın ki benim adımı ben her zaman yazarın savcı beye hinciye gadak kimse bişiy demediydi ne garışıyomuş posdacı denen döyüs” deye söğmüş bizim Havız da “-öyle deme, valla eyi adam, gabil etmedi “adını yaz imzala” dedi, “ben de nekdip benim deği” deyince “kim yollayosa adını yaz” dedi.. “galem de yok, hemi de benim okumam yazmam yok” deyinçe sağolsun senin adını yazıvidi, iresmi dayıra memleket meselesidir” deye “ben hemen götürün” deye çentesine ğodu” deyo adı neyidi adamın “sivil miydii, savaş mıydı çavış mıydı dilimin ucunda da aklıma gelinçe deyvireyin” deyo senin epap ertesi ğün zabahtan buluvimiş hökümeti, ne ğadar beglediyse gari bilmen savcı bee gelmiş arkasından bu “gürp” damlamış seniki takkası bağrında tıkılamış gapıyı “-savcı beğim bi maruzatım mar” “-buyur amca” “-buyur Allahın emri demem şu ki dün, değilise de böğün size bi nekdip gelmiş” “-evet” “-gönderen gısmında benim adım yazıyomuş “-sizin adınız ne? ne mekdubuyş bu” “-aslı olduğundan mı beğim goya bizim köyde Havız deye bi adam asdığı asdık, kesdiği kesdik” deyomuş töbe valla öyle bişiy yok kendisi benim bacanağım üsdelik gapı gonşum hemi de köyün birinci azası kimse onun bi kötünnüğünü görmemişdir beş vakıt namazında-niyazında ne işgisi vardır ne bişiy hemi de gardaşında dapança var deye yazmış ihbar eden serseri bi(r) çoban dezesiynen mereseden araları açık olunça barabar böle asılsız ağman asmalarınan olur-olmaz ihbarlarınan makamınızı meşgul ediyollar” “bi saniye” demiş savcı “müsadennen amcacım” tilafonun gulanı gıvratmış, “gızım bana cezaevi müdürünü ba(ğ)lar mısın?” … dönmüş bizikine “peki amca sen nerden biliyon bunu yani bu ihbarı, nerden habar aldın” senikinin rengi atmış, “efendim ıı üüü” “kem” “küm” mırın-gırın etmiş “posdacı savaş mı çavış mı” .. “haral da sivil imiş o demiş” demiş “-bak baba demek ki böğüne gadar o köyden yapılan asılsız ihbarlar senin işin o çoban, ya da Hafız ya da kardeşi dediğin adam ya da öteki soruşturma geçirenler muhtarından ziraatçısına şikayetçi olurlarsa bir yandın sonra o köyde asayiş her zaman berkemaldir bu güne kadar gardiyanları biz hep o köyden aldık neden o köyün vukuatı mahkemede bir tane dava dosyası yok o köyden hırsız çıkmaz” ..?? “öyle değil mi çıktı senin gibi biri sayende tutarı-tutamağı var yok seçim kazandı deye muhdarı orman kesip, ağaç sattığından tut ağılı buğday vermedi deye ziratçıyı, öretmenine, köy bekcisine gadar sen hariç köydeki herkes soruşdurma geçirdi sen o köylümüsün, o köylüsün tabi, peki sen peygamber dölü müsün” .. “-iftiradan, resmi makamları boş yere meşgul etmekten seni içeri tıkarım yaşından başından utan bir daha gözüm görmesin seni be müzevir adam boş ver sivili-mivili çavışımış-savaşımış neymiş kimmiş.. sen şurdan savış çabuk sıvış” bu sayede adamın adı çıkdı “müzevir”e “savış” deyen de oldu “sıvış” deyen de ortalık duruldu asayiş berkemal goca köyde Çalı : Sh/1659 DİPNOPTLAR tutamak / dutamak : ilinti, tutar yer, irtibat, delil, karine ortalığın durukması : ortamın sakinleşmesi Resim: Onurumuz Mehmet abi ve rahmetli Amcası |
Kalemin susmasın
________________________________Selamlar