Çıt
Çıt
Yıkık evler üzerine otlar bitmiş Çocuk sesleri çekilmiş sokaktan Sarısı eşlik etmiyor son çaya güneşin Kırık kaldırım taşlarının arasında Ekmek kırıntıları aramıyor kuşlar Yüzüm buruşmuş Şosenin tozunda gölgeler gözleyen kirpiklerim Son vaktine hazır bu bekleyişin... Dışarı anne sesi taşıyan ikindiler susuk Genç kız özlemleri çıkmıyor kapılardan Çıt çıkmıyor güvercin öpüşlü damlardan Her çağırışı adınla bir ağzımı bıçak açmıyor İlk akşam ışıkları sızan pencerenin perdesinde ellerin öyle kaç kere yitik Seninle diye gözlerimi açtığım dünyada Kendimi kaybediyorum... Aklımdaki yıkık şehirden Dönüş yolu arıyorum düşüncelerim kesiyor önümü Evden yine sinemaya kaçmışım sanki Geç vakit babama yakalanmışım Aşklar kıskanmış hiç aşk yaşayamamışım Kendi kendime acemi şarkılar söylemekte ustalaşmışım Kaçacak düş kalmamış Günün hiçbir anına hevesim kalmamış Camları yola yakın evin balkonunda kaybolan kardeşlerimi anıyor kalbim Bakışlarımda uzayan sisli mahallenin ortasından geçen Elektrik tellerinin kötürüm aydınlığından Vaz geçemiyorum... Kağan İşçen |