zehre sevdalı gecelerden kopup geldimunuttu beni tarih muharref uğultularında saygısız cellatlara sarıldım bu yüzden dağıldım yeryüzüne amaçsız gülüşlerle serlevha yalanlardayım muhteşem yalnızlıklarda adaleti unuttum bihaber kaldım dere kenarında ezilen çiçeklerden bitkin düştüm berheva hazların çürükçül kasığında korkuyorum boşa gidecek diye ömrüm hurufu mukatta’anın düğümleri arasında hatırlarsınız mutlak yine de aramayın beni beyaz mintanların elvan kokularında yitirdiğim pusatın feodal zehrinde inlediğim meydanlarda slogan şehinşahların boşalan saraylarında volta attığım bilimin müsaderesinde zafer biriktirdiğim anlaşılmasın sünnetullahın aşikar doğrularının mucizelerin vahyin ve hakikatin kabulü için yeni günahlara uzanıyorum ateşe ve suya ulanıp çarmıha geriliyorum her bahar yeniden amedi istanbulu hatta babili endülüsü cakartayı fethetmek için her sabah yeniden yeni gemiler ve keskin kılıçlar icad ediyorum müstakbel tufanlar için yaralı atlaslarda ve harlıyorum ateşini kalbimin dünyanın bütün koylarında sizler! yani kuyunun dibinde yusufî mucizeler ışıltılı kervanlar bekleyen adamlar ve mintanlara uzanan ellerin sahipleri yaralı ve mağlup kadınlar sizler! hüzzam destanlara sığınınca çaresiz mutlululuk saltanatına ualşmak için ve çölü vahaya çevirmek için gözyaşlarınızla yollara azıksız ve kanserli revan olanlar! sizi ebrûli dualarla uğurlayacak anneleriniz ve yusuf sûresini terennüm edecek ardınızdan beliklerini arzularına; arzularını damarlarına doğrayan mecnunlar ve leylalar firavunun cesedinden farkı yok kelimelerin ve bu zerenderzer şiirlerin kadim kehanetlerin dehşetli sanrılarında müzeyyen bir terkip ve maketten dağdır gözümüze sokulan zulüm aldatıcı bir murakkadır süper güç masalları ve yaldızlı birer tavşan yüreği yehova şahitleri hele bir ateşe uzatın dilinizi göreceksiniz hakikatli ibrişimin ve ipeğin vehametini yalın yürek ve kınsız öfkenizle gülümsediğinizde göreceksiniz zulmün ve yalanın çölleşen kehanetini.. |
............................................................ Saygı ve selamlar..