Tırtar / Bobaççaaş’tı bütün yemeklerin ortak adı sovan aşı, bulgur aşı, gumpir aşı... ve bütün çiçekler; güldü arıgülü, bahçagülü, arifgülü çiğdemin beyaz renklisi ayrangülü ot bitmeyen yerlerde taşların kenarlarında siyah noktalı boz-yeşil dallarda çiçekleri sarı ve burcu-burcu kokan peynirgülü ve çiçeklerin en güzeli bobaçca boynunu büken tomurcuklarla, sevdalı büyüyen beyaz ve mor çiçekli afyonun çapası, çızması, sütalımı derken haşhaşta Amerikan yasağı daha sonra izin çıktı, kabuk teslimli bu nasıl izindi bilemez vatandaş; ne zaman alacak parasını keşif, sıra-nöbet silo arkasından Kıbrıs Barış Harekâtı ve: ambargo sonra halk enflasyonu tanıdı “-helal sana Eco” “-nası(l) vurdu masaya Amarka’da masayı nasıl yumrukladı” tazeyken tadına doyum olmaz her yemekte haşhaşyağına dolaz, tuğla fırınlardan baş üstünde tirki “-yozdan alma, hakgaşlı çöreğ al emmi” diye ikram edilirdi rast gelinenlere “hakgaşlı dığan çöreğ(i)” bir başka güzeldi dibi kıtır-kıtır sandıktan çıkarılan, pekmeze banılarak yenilirdi. ya da bakkalda darası alınan sahanla getirilen gül ereçeline Tahsinlerin, Happananın, Satellerin fırını fırında hamır gelirdi , sıra olmazdı ellerini ıslatıp yardım ederdi herkes birbirine “-herkes çalısını evinden getirsin” diye Mamaşın gönlü olmazdı. Dedem ona "-bizim Hasanböcük" derdi nedense ** köyde bir tek Göde Kezban giyerdi üçeteği Göde Kezbanın oğlu Mamaş Emmi yaz-kış kabaralı fotin giyerdi. "-Hamzalı " diyenlere aldırmaz, soğanın zarını ayıklayarak yerdi "-eşeğe Hamzalı demişler de eşşek üçgün su içmemiş" diye Mamaş Emmi’yle eğlenirlerdi. Hoca Mevlüt’e "- ben beylerin eniştesiyin" demiş te Hacıbey’le küsüşmüşlerdi “ne alakası var, kim bili(r)” kel alaka, “Döndünün Hatmanın, Beylerinen gonşuluk dışında nesi var obal da boynuna” oysa.. başkası olsa güler geçer bide eklerdi “eniştem eşek gusgunu gevşek yokuşda binsek enişse insek” DİPNOT bobaçça / babaçça : papatya gumpir/kumpir: patates afyon: haşhaş 20 Temmuz 1974 yoz: sade, katıksız, katışıksız çörek: taş fırında mayalı hamurdan yapılan ekmek. hamır gelmesi: hamurun mayalanarak kabarması, kıvamına gelmesi Üçetek: kabara: büyük başlı, ayakkabı çivisi, fotin/potin: bot Hamzalı/Hamzallı: Tırtar aşireti içinde bir sülale |
her yemekte haşhaşyağına dolaz,
tuğla fırınlardan baş üstünde tirki
“-yozdan alma, hakgaşlı çöreğ al emmi” diye
ikram edilirdi rast gelinenlere
Anadolu'da haşhaş tarımı, özel izne tabi olup,1974 de Bakanlar Kurulu
Kararı uyarınca sadece Afyon,Burdur,Denizli,Isparta,Konya,Kütahya ve
Uşak illerinde yapılmakta ve toplanan kapsüller fabrikada işlenmek üzere
çizilmeden Toprak Mahsulleri Ofisine satılmaktadır.İçerdiği uyuşturucu
alkaloidlerden dolayı haşhaş ekimi sınırlandırılmıştır.Haşhaş kapsülü henüz
olgunlaşmadan özel bir bıçakla çizilmesi sonucu,kısa sürede katılaşan bir
süt salgılar,bu sütlerin bir araya toplanıp yoğrulmasıyla afyon denilen
uyuşturucu ve ağrı kesici madde elde edilir.Kapsülün olgunlaşmasının
ardından kırılarak çıkarılan haşhaş tohumunun kavrulduktan sonra
sıkılmasıyla haşhaş yağı elde edilir.Haşhaş yağı yemeklerde ve sabun
yapımında kullanılır.Afyonu çıkarılmış ezilen haşhaş tohumlarının hamura
katılması ile haşhaşlı ekmek ve çörekler yapılır.Ayrıca haşhaş küspesi de
çok değerli bir hayvan yemidir.Benim yöremde de sınırlı haşhaş ekim
yapılmakta kapsül alım zamanı T.M.O. Md.caddesinde traktörlerle getirilen
haşhaş kapsülleri sırası oluşmaktadır.Yöresel şivenin verdiği hoş anlatımlı
şiire tebriklerimle.Saygıyla.