Tırtar / Otlar
her sabah tarlalara giderdik baharla
otunu ayıklardık ekinin önceleri sonra bir litre alana bir de bedava ot ilacı devri katırdüğmeleri, yavruağzılar, cığcıklar boynunu büküverdi... içimizi burktu manzara oysa aynı zamanda, Çamırlık’daki ekin ekilmedik yerlerde, anlarda ot biçerdik nadas öncesi, dilfil , ulama, sirken, kızılbacak, kazayağı, cığcık, nohut, mercimek tarlalarında, nadaslarda ayrık, acımık yavr(u)ağzı, ballıbaba, arapdaşşa, bobaçça, güneşte ölgünleşmiş otları eşeklere sarar köyün yolunu tutardık kimi tatar arabasıyla, kimi kanatlı kağnıyla bir de türkü tuttururduk ki eski türkü, uzun hava olmadı ıslık “çilenger attım bağa, vardı değdi yaprağa gız ben seni almazsam, girmem gara toprağa” babam söylüyorsa susardık ya da içimizden ona uyardık haççam çıkmış güldalına” öğendireyi sapa saplar oynardık evde dama sererdik, kuruyunca otları otluğa ot tolunun tepesine yığardık yer açılması gerekirdi yeni saplara ya harman sonu düğen altına, ya da tahrayla kıyarak saman yapardık keçilere koyunlara kışlık yem hazırlardık “Mart martlığından vaz mı geşcek” “mart dedimde ay yavrımm bu yaşa geldik emme neler gördük mart dokuzu (Nevruz) olur da gar gakmayvıdı mı, davar gar mı eşeleycek” “hayvan-haşat ne yeycek?” işin-gücün yoğusa gari bi telis çuval al goluyun altına, saman dolaş gari evcek-evcek kimin fazla samanı var da sana verecek öyle deme? sakla sarı samanı gelir martta zamanı kendine ilaf annadın emme ilafına doyuraman hayvan-haşatı.. böyle bi seneleeer……” DİPNOTLAR Widkiller-D Minsk dirfil/dilfil: yabani yonca papatya sarmak: yükleyip bağlamak tol: etrafları kapatılmış çardak telis çuval : fabrikasyon naylon çuval Hacı Adil’in babası |