İklimini unutmuş bir sonbahardı şehir
Göz açıp kapayınca kadar kısa bir sürede terk edilmiş olan bu şehirde, anımı anımsatacak hiçbir şey kalmadı.
Evet! Galiba unutulmayacak hiçbir şey yok derken haklıydın… İrin toplamış bir yalnızlığın koynundan Kıvranarak uyanıyorum yokluğuna Perçeminden kıskıvrak yakalandı gün izleri Yosun kokusundan sızan iyotlu düşünceler Bir bir yıkadı benliklerimi Şapkalarımdan dökülüyor şimdi anılarım Dudaklarımda yanık izmarit tadı Avuçlarımda sersemleşmiş kelebek ölüleri Kül tablalarında dibi getirilmiş aşklarım mevcut şimdi Unutuluyo®sun. Kapalı bir şemsiyenin altında boğarken kendini Yağmayacak bir yağmuru bekliyorsun Kim bilir yaşamayı düşlüyorsun belki de Rüzgârgülünün solgun yapraklarında Hangi masaldı çalış anımsamaya Camdan bakan bir kız vardı dünyaya Islak dudak izleri fanuslarda Mahremin kirlenmiş ideolojisinde Sevişirken bulmuştu kendini “İklimini unutmuş bir sonbahardı şehir” Yokluklar geçmiyordu eleklerden Ve biz bulmaya çalışıyorduk İçimizi kaldıran kelimeleri Eğreti bir yaşamın koynundan Ağlayarak uyanıyorduk geceye Sonra biz oluyorduk Kimliksiz bir orgazma yerleştirirken yalanlarımızı Unutuyorduk dilimizi Konuşmamaya kasem etmiş bir cüzamlının koynuna Siniyorduk Gizleyerek yırtık şehvetlerimizi Evet! Haklıydın unutulmayacak bir şey yok derken Bende unuttum Durmadan aynadan bana bakmaya devam eden O iğrenç adamın kimliğini Selçuk ERKİ |