Tırtar / Yüz
oğlakların,
kuzuların kulakları çentiklerle enlenirdi sağ kulağının ucu gez ise bizimdi başkalarının enleri, yarık, çalık , dilik, kesikti falanların, filanların, feşmekan gilin sol ya da sağ kulağının arkası oyuk bana göre kim bilir kimin ama benden başka herkes, herkesin enlerini bilirdi muhtar, bekçi, çoban, katınçlar, çoluk-çocuk her evin ineği vardı bir ya da iki hemen herkes tarafından bilinirdi geldiğinde altı aylıkmış montofon boğası, köyün ineklerinden beş misli iri böğürüşü bile bildiklerimizden farklı Saatali ineği olanlardan birer kutu arpa topladı, bizim ineklerin adı ’kara sığır’dı boğasayan inekler Satelleri boyladı “mantafona yüğrülen”ler sarı bücük buzağladı montofon boğasından sonra inekler "kırma " adını aldı, sarı, gürbüz buzağıları, inek sağımları arefesinde zapdetmek ne haddimize ucu pizli sakındırak adet etdik anası emdirmesin diye sonraları baytarın makinalarıyla bücüklerin kulağına numaralar koydurduk montofan buzağıları düğeleri bi başka sever olduk hem yavruları para etdi, hem sütleri “emme yemelerine yetişilcekleyin deği(l)” Sığır sürüsüna salmadık.. “varsın ossun” “Allahın otunu yolduk atdık öğüne” “samana gırma gatdık” “herkeş düğe bağlar oldu evine” “ileşberlikden yırdık” “zıratçı” olduk nicedir sürülmeyip sürüyle evde bakılmış, kızışmış tekeler taze ot, ot samanı, kırma yeşil yapraklı dallarla evde besiye alınmış.. bir yandan siyek kokusu bir yandan tokuşurlar birbirleriyle kan dacalı.. can düşmanı zortlamaya başlanılmış.. dekesek keçiler içine salınmış kızışmış tekeler koklar, burnunu kaldırır üst dudağını açar hınkırır derken birinin peşine düşer beğirir kovalar, üstüne çıkar, yüğürür-bırakır tekrar yerleri koklarlar burnunu kaldırır beğirir yönünü çoktan bir başkasına çevirmiş sürüden ayrılmış sürünün bütün koçları tekeler gibi arpa, fiğ kırmasıyla pelitle besiye çekilmişler üstüne titrenilmiş nazar boncuklarıyla süslenmiş renkli çapıtlar bağlanmış boynuzlarına renk-renk boyanmış sırtı-yanları turuncu, yeşil ama illa kırmızı yani “bayrak kırmızısı” “gece mavısı” “gök yeşil” muskalanmış “gök boncuk” dizili nazarlıkları ekim ayının ikinci cumay derneğinde salınır “gossak ” sürüye gösterişli, nazar boncuklu kostak kuyruklu kızışan koçlar salınır.. salınır kuyruğu ayrı kendisi ayrı yürür “koç gibi” kuyruğunu çekemeye çekemeye tokuşur koçlar en baba koç koyunları yüğürür çobanın keyfi de(n)kli sürüyü sürer bir yamaçtan seyreder seyre doyulur mu boş verir kepeneğe koçunun kuyruğu; …. kuzuları bekler bahara umudu koç salımının yüzüncü gecesinde delikanlılar “yüz” toplarlardı maşala alevinde.. torbalar ellerinde. grubun önündeki kişilerin her birinin omzunda heybe önce keçinin “kuyruğu düştü” diye ilk akşamdan sürüyü ağıllara hapseden sürü sahiplerinin evlerine yollanılırdı ama her evin kapısı mutlaka yoklanırdı arastalar boyunca .. gençler görülür.. küçük-büyük herkesin elinde gıldırka-çan cangır-cungur gıldır-gıldır çalarlardı deve çanı löngür-löngür deve çanı, grup liderinin elinde susmuşsa! ev sahibi kapıya çıkmıştır da elebaşı, yüz pazarlığı yapar ne verilse fazlasını ister “-yüz verince şımarma” dense de pazarlık bu işin şanındandır mutlaka mutlak ilave yapılır “-abıla memnin gasalır” hele de Goca Hesne deve çanı tekrar löngürdemeye başlar haydi…başka bir evin cam altına kapıya dayanmış deve çanına kim aldırış etmez pazarlık beyhude çanlar canhıraş uğultu halinde yüz almadan istediğini koparmadan kapı ağzından çekip gitmez elebaş… yüzü o toplardı, istediğini koparır elebaşı efratının kahramanı her şeyi o ayarlardı herkesi kollardı elebaşı, alt tarafı sürülerden birinin çobanı.. DİPNOTLAR enlemek: özel işretle işaretlemek, bellik en: hayvanların kulağına vurulan damga, bellik, işaret gez: kulak ikiye katlanarak kesilirse yatık V şeklinde oyulmuş olur, çalık/çelik: bir bıçak darbesi ile hafif yan kesilmiş kırma: melez, ana-babası farklı ırklardan, karışık baytar: veteriner tekesek: teke isteyen kızışmış keçi, çiftleşme isteği zamanındaki keçi kızışmak : çiftleşme dönemi gelmek hınkırmak: hızla soluk vererek burnunu temizlemek beğğirmek: keçinin (özellikle tekenin) be-e-e şeklinde ses çıkarması gossak: koçsak, çiftleşme aşamasındaki koyun dekli / denkli : denklenmiş, yerli yerinde, tamam |
Önce bilgi,
sonra duygu,
en önemlisi yürek
ve güçlü bir kalem gerekir.
Hepside sende var Dostum.
Selamlarımla...