"soğumuş nar ağaçları", kadın ve gölge
bir perşembe evinden çıkarız
bir günü odalara bölerken küçük adımları atarken mürekkep karası parlak bir gecede, bir perşembe evinin tam önünde... pencereler gökyüzünü sıkıştırırken bir mayıs bir mayıs bozkırını süt kuzularıyla süslerken en zayıf kelimesinden kırılırken bir şiir ikiye örneğin, “gelmeyin” derim üstüme kanatları kopar gövdesinden bir kuş delikanlı sesleri yakınlaştırarak bir kuş açılır, mavileşir uçmayı eksilir git gide geriye kısalmış bir öykü kalır var gücüyle... öylece... bir öykü susmayı eksiltirken dudaklarında delikanlı kadınlar kalın bacaklı, sağlam adımlı yeşil özgürlük bulaşmış avuçlarına sırtlarında parçalanmış bir yugoslavya tarihi kakülleri yuvarlak ve düzgün ve kocaman gözleri başka bir mutluluğu büyütüyorlar başka toprak parçalarında “soğuyan nar ağaçları”nın gölgeleri altında bir perşembe evinin güneşi doğarken var gücüyle öylece... bir mayıs süt kuzularıyla süslerken bir mayıs sabahını “soğumuş nar ağaçlarını” ve delikanlı kadınları “gelmeyin” derim üstüme örneğin, kanatlarından koparılmış bir kuş ağırlaşırken ansızın düşmenin en yalın haliyle bir iç savaş matematiğiyle intiharın kıdemli sayılarından geriye - elde var bir... elde var bir! ve bir de bir kadın birde bir kadın incelir, sıkışır, en ince derisinden çatlarkan bir ilkbahar var gücüyle öylece... |