Kipkum yoğurur zaman dizer günleri üstüste gel de anma ölümü gelmişsin kulağım kapıdaydı kilidin yanında çevirsen acısından ağlardım burkulurdu yüreğim içerde serçe parmağıma kafes örüyordum bi ters bi düz örümcek ipliğinden bütün kapılar açıktı ağzına kadar hıncahınç intihar sarkıyordu lambadan huzme huzme dolanıp bozkır treni edasıyla vakur ve duman tütmeyecek bacanın loşluğundan beni ilk uçsuz bucaksız ağıt sesinde bırak yolumu bulurum ayaklarım ilikli geceye kısa bi gün giyindim üzerime yağmur yağıyor ip gibi sarılsam çıkarım göğe sen bana uzun kış geceleriymiş gibi davran ateş yak kargacık burgacık resimler çiz gölgemin dili kaçsın içine elverir ki aşınır duvar dökülür arkasından kitabın sararmış yaprakları çekiler havuzlardan su donar tencereden çıkan kokunun cama vuran buğusu ardına bakmadan uykum kaçar |
Yazandan okuyana pek heyecanlar sunulmuş.
Kutlarım. Beğendim.
………………………………. Saygı ve Selamlar…