Tırtar / Süpürge
insan gidip varıyor “çocuk kokulu” anılara
yıllar öncesi yıllara çocukluktan büyümedik mi ne hikmetse çocukluk değil mi ömrün en güzel yarısı “insanın anavatanı!”… başımı sıvaşlayan ellerin sıcaklığı yüzümde; gülümseyen göz izi, sevmenin avuç ayası saçlarımda parmak okşanmışlığı elimde toprak kokusu tenimde gün yanığı sevgi gibi her şeyde el emeği “komşu gayreti” elbirlik ortaya koyulan şeylerdi daha dün gibi sevdanın gelinliği ömrün derinliği! anam süpürge gelin yapardı kırık tahta kaşığa bez.. kaşığın tersinde ağız, bir çift koca göz.. yanakta kırmızı bulaşıklı canlı-kanlı gelin simalı .. süpürgenin eteğini tahralardı siniye koyup, çalıp oynatmalı “hele hele yürü fistanını rürü anasının nazlı nanay da nay nay nanay da nay” oysa! kız kardeşim daha küçük, çok küçüktü.. biz söğüt dalından atlarla idare ettik marangoz artığından kamyon ya da kayrak taştan dozerlerle yol yaptık.. bir köyden ötekine coğrafyaya inat gurbetteki sevdiklerimizin sadece adını duyduğumuz şehirlerine hey anam hey hala çocuk kaldık ne güzel.. şükür.. patinaj yaptı mı tekerim yolda mı kaldı kamyonum şükür! oysa bilseydi yanımda olmak istemezdi akranlarımın da belliklediği sevdamdan habersiz yavuklum olur olmaz birilerinin zikriydi adın haberin bile yoktu işin aslı güzellikten anlamazdım daha ama temiz güzel giyinir, taranırdın, ya da ben, sen ne giysen yaraştırı en güzel seni sanırdım.. iki belikli saçın taralı baban için zengin variyetli derdiler Arpalıkta kelek tarlası Karşıbağda bademler keçi koyun cabası umurunda olmadım.. oldum olası beyaz gelinlik giydin şehre giderken.. .. ben de seninle “değişik ” ettim kendimce gelin aldım şehirden hem de beyaz gelinlikli yerini tutar mı kainat güzeli ne sevdam küllendi ne hasretim dindi bir tek köyümün değil.. ömrümün en güzeli .. Çalı : 1360 Resim için Sn Hüseyin KOÇ’a teşekkürler www.youtube.com/watch?v=YG1R_PLfUcc |