Süreyya için bir yaz şarkısı.
İçimden çıkma
ne var bu sözde böyle kıpkırmızı kesilecek söylerken titriyor dudakların. Şükran hanımın balkondaki beyaz geceliğini izleyerek büyüdü benim çocuktan yüzsüzlüklerim... Üzgünüm diyorsun Ve sonra özledim seniyle bitirip duruyorsun cümleni Cümle alem fısıltıdır kulağının dibinde uyku tutmuyor zira Ve kasıklarımda kasıtlı bir ağrı süre geliyor bu ara Benim bu gövdem sensiz yalnız başına bir merhabadan ibaret. Televizyonu açıp ibret alıyoruz şükreden şu kalabağın kabalığına bak Sizi şükredesiniz diye değil yardım edesiniz diye yarattı diye bağırıp içeri kaçıyorum... Aklıma geliyor Çınarcık’da bir yaz öğleden sonrası Böğürtlen topluyor Süreyya çiçekli basmadan eteğini sıyırıyor sürekli bir devri daim içinde rüzgar Oturmuş yolun öte yüzüne anlamsız bir açlığı bastırıp duruyor bütün bir ilk gençliğim Kopuyor çığlık Koşuyor Süreyya Ah böğürtlen batırıyor elbet dikenini parmak uçlarına Parmak uçlarından öpüyorum bir genç kızın ilk defa... Bunun sürekli bir lanete dönüşeceğini anladığımda iş işten geçmiş Su teveğe yürüyeli çok olmuştu eskilerin tabiriyle Kamyon devrilmişti bir kere Matmazel... Geceyarısı uyanıp su içip duruyorum Sadece çeşmeden su içerek intihar edebilirsin bu şehirde Ağzımdaki kuru kalabalık kansız bir devrim yapıyor Kanayan kadınlar kan alır Kanamayan beni zaten sevmez diye iç geçiriyorum Bu şiiri kime yazıyorsun diye sofrayı kuruyor Amelia Süreyya için bir yaz şarkısı desem yeridir aslında Yoksa ne alakası var ansızın aklıma gelişinin aşkla Alabildiğini gelincik ömrüm En az ölmüşünün iki defni var En çok ölmüşünü trafik kazasında kaybettim bir ara Şiirlerine karışmam ama beni aldatırsan seni öldürürüm diye ekmek kesiyor Amelia Parmak uçların diyorum değiyor ya ekmeğe Daha bir kutsallaşıyor buğday gülüyor çok güzel gülüyor Bir kadın buğday başağı kokmamalı Tanrım Şaşıyor aklım Oracıkta Boynuna gömüp yüzümü ölebilirim usulca |
Kalemin daim olsun
___________________________Saygılar selamlar