Okuduğunuz şiir 18.3.2016 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
'kayıp'
beni siz kaybettiniz gözlerinizin narin bakışları saklandığı yerde kalsın derinlerde ahlaksızlığı sessizliğime ölüyor aşk
hiç olmadığım kadar karışık, bir heykelin yeşil yosunu zannederken kendi yarasına dokunmak dur, arama, ellerin gidemezsem tutacak kadar güzel bir armağan gibi kalsın bakışın
sinsi bir ter doğarken göğsün filizlenir yeni nefesine umutsuz uçlarında yalnız başına gelen sevmek daha ne olsun diye uğraşırsın çıkıp gidelim
anlaması zor değil beni sen kaybettin yaralıydı artık kalbin özlemlerin umutsuzca kalabilir kurşuni ismin gökyüzünde hecelerini ayırıyor aynı yerden vurulurken zor geliyor umutla beklemek
unuttum umutlanmayı ayrıca bir gülün dalında kanatmayı ellerimi buyursun zalim sevgili önünden geçiyorum, duvarlar önümden geçiyor hayat ne garip istediğim gibi geçiyorum duvarlarının her birinin adını biliyorum parmak uçlarım tuzlu mayın
yağmurlarda ıslan, omzuna değsin damlası damlalar sarılsın kollarına sırılsıklam tutun boşluğa , ince bir buz gibi son bakış kaçamıyorsun da, kaçamazsın, kalamazsın bana bir şeyler demek istiyorsun sesin ne kadar da zayıf, sen olmalısın, üzerime üşüyorsun
kırmak istiyorum katı sinisini tahrik eden bencilliğinde anlıyorum bir intihar kaç narkozu besler filleri, savaşları ve kralları anlatırım yine de kitap yarısında bir çaydır artık sen ay kara kuru bir gün yürüyorsun ayrılığıma
kalın düğünleri sar şarkılar avutmaz inceden acıları sessizce ağlar her mevsim
beni siz kaybettiniz çok derinlerde kaldı adamlığım tabirleri istediğiniz gibi harcayabilirsiniz
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
'kayıp' şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
'kayıp' şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Suçlu aranıyor: Yaz kızım son bakışını atmış ve gitmiş cani. Şimdi aşk filan kesmez kimseyi. Ha bu şair iyi halden beraat eder ve daha keskin şiirlerini de biliriz hani...
" Denmiştir bir şire; Yitirenin hafızası sancılanmalıyken, yitirilen sancılanmış. Ve başlamış kendi yitirilişini şiire şerh düşmeye; şiirsel bir şerh olarak düşürmeye..
Yiten, yitirilenin sırrı mıdır sahi? Yiten sırsa, kendisini nasıl atlatsındı.... Şerhi şerh ile anlatmak, ya da sırrı sır ile anlatmak. Bir durumu yine aynı durumla anlatmak. Acıyı acıyla, hüznü hüzünle..zordur.
Şiir bize şairin yaşadığı devasa hengame ile, devinimle, feryat ve inlemeyle ilgili kalıtlar sunar, ipuçları verir. Bizim hareketimiz, daha doğrusu şiirin etkisine karşılık verdiğimiz tepki ise şiirin bizi götürdüğü farklı iklimden dolayı bir taaccub ile gözlerimizi kırpıştırışımızın hemen ardından gelir. Şiir bize bizim olmayan acıları yaşatır, bizim olmayan sevdaları, bizim olmayan hülyaları... Şiirin şairde oluşturduğu devinimin aksine bir devinim oluşturur bizde, bizim gizlediğimiz, bilinç altına attığımız bir durumu tahrik eder ki bizdeki duyguların şiirden üstün, devinimimizin de şairin deviniminden daha ulvi olduğu duygusu verir..
Şairin acısı unutulmuştur artık.! İmdi herkes kendi yarasıyla meşguldür, oysa iki dakika önce iğreti duran bir kahkahadan gelmiştir kimimiz, kimimiz bankadan, postahaneden, müşteriden, komik bir filimden, patlayan bir bombanın yanıbaşından; bir ölüden... Şiir bizi öyle bir sarsmıştır ki tepeden tıranağa yaraya çevirmiştir bizi. Zaten hazırızdır. Şartlar müsaittir oysa yaralar şiirin şairinindir...Dış dünyadaki acılar, yaralar o kadarsahicidir ki şiirin gizlediği göz kamaştırıcı yaraları sahiplenmek daha cazip gelir bize... Şiir bizi sarıp sarmalar... Şair kendi acısıyla inlerken..
Kayıplar büyük, acılar derin ve böyle seremonili olunca bir nedeni vardır... Anımsanmak ister giden, yitirilen. Giden/yiten/yitirilen kalanın, yitirenin hatırasıdır çünkü;
Hatıra da kutsaldır gerçek kadar, kalan kadar, hatırlayan kadar... Hayır, hatırlamak eylemidir en mukaddesi belki de...
Sahi yitirdiğimiz neydi?
Selam şiire...."
LaEdry tarafından 3/19/2016 5:41:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şiir dünyasının Edebiyat defteri Sayfalarına Düşen Ve günün şiiri Olan Bu muhteşem eserinizi Ve sizi kutluyorum.Başarınızın devamını dilerim Sevgi saygı ve hürmetle selamlıyorum Osmaniye'den selam olsun.Ali KILIÇ
şu günlerde duygularını yok etmiş bir ceset olarak görüyor olsam da kendimi(tamamen gündemden dolayı) şiire yolum düştü yinede...bir şeyler bir çok şeylerle bağlantıya geçti.
yapmak zor yıkmak kolay deler yüreğe düşen küçük bir şüphe bir kırık bir yâra herşeyin temelini sarsmak için pusu kurmuş bekler durumda aslında. gerçi bunda geçmiş tecrübelerinde etkisi olur genelde. herkes birbirine benzer az çok şüphelerde genelde doğrudur.
Burnum sızladı nedense inceltilmiş bir sitem var şiirde Nesirlerinize erkek sohbetleri olarak bakarım Şiirlerinizi de bir o kadar manidar bulurum
sesin ne kadar da zayıf, sen olmalısın, üzerime üşüyorsun
Beş duyumun üçüncüsü olanı ile bir süreliğine kapatmak istiyordum
Biri şiirinizden biri nesrinizden İki farklı cümlenizi birarada kullanmak istedim nedense Filler savaşlar ve krallar sonrası bir çilek reçelinden bir çatal adı cennet ancak acısı sonradan kor Verelim artık derim boşlukta bulmak için kendimizi başkalarının hatalarını başkalarına
aslında erkek muhabbeti tam olarak denmez de, zaten erkekler yazar genelde. erkek hegemonyası olarak algılanıyor edebiyat açısından ama değil, erkekler için garip bir ihtiyaç gibi.
Neden hep nedamet çığlıkları yankılanır gökte
Neden hep göğsü inip kalkar insanın
hıçkırık mı neden
çünkü insan çoğu zaman aldandı
kaybetti ve dahası kayboldu
haddinden fazla bencildik hepimiz.
iyiliklerimizi ve kötülüklerimizi toplasalar insanlığımız kalır mı
//tabiri yerindeyse//
Karanlığa kalmak gibi bişey bu
ürker insan
Sevgiyle şiir...