ÇOCUKLUĞUM
Çocukluğum,
Gelsen yanıma . Yarım asra dayanan şu yaşımda. Buluşsak seninle. Ben büyüdüğüme ağlasam Sen kaybettiğin o bez bebeğine. Arkadaşlarımız çağırsa aşağıdan. Tüm dertlerimiz uçup gitse. Koşup insek aşağı. Ben birim... Ben ikiyim... Ben üçüm... Oyun kuruldu bile. Mutlu olmak bu kadar kolay. Akşam ezanının sesi Eve dönme saati. Yine koşarak. İçeri girer girmez Annemin yaptığı kekin kokusu gelse burnumuza. Sevinçten uçarak gitsek mutfağa. Lezzeti hâlâ damağımda olan Çocukluğumun kekinden yesek Bitince tekrar tekrar istesek. Tüm aile toplansa Annem örgüsünü örerken Biz ablamla oynasak. Sobanın üstünde demlenen ıhlamurun kokusu sarsa tüm odayı. Babamın"Hanım olmadı mı bu ıhlamur daha?"demesiyle Bardakların sesi eşlik etse Sohbetlerimize. Sonra Sonra yatma saati gelse Sıcacık odaya serilen yatağımızda sarılsak birbirimize. Kıkır kıkır kıkırdasak ablamın şakalarına. Annemin " Daha uyumadınız mı?" demesiyle Sessizlik sarsa, Soba ateşinin tavanda oluşturduğu şekillere bakarak Uyusak. |
Ama neyse. Her büyüğün içinde bir çocuk vardır. Onu ısrarla yaşatmak lazım...