'kanlar ve kanlar'Seni Roma mezarına gömsünler. Ey çile! Yüzünde maraz alameti, benimsin artık, benimle geliyorsun, aklından çıkmıyorum. En bitkin oluşunu bana sal Gecelerini gündüz yapacağım Kışını yaz Doğruluğun adaletinde ikilem olmaz, sığın kollarıma Sımsıkı düşelim biz Göğün doğusu batısı olmaz Ben bir adam seviyorum düştü mü ayağa kalkan Ve bir kadın, Zeynep gibi dürüst, sesi ney olan Bir kadın, sarıldı mı gönlü huzura kavuşturabilen Ey sevgili arkadaşım, çilem, merhabam Aynaları kırıp özüne işleyen demir pas tutmaz ağlarsak Kalbimiz yangınlarla yeşerecek Sen avuçlarını sakınma rabbinden Dileğin Trablusgarp sızısı gibi diriltsin incecik bileklerini Korkuyla bakma geleceğin düşlerine Pejmürdedir tanklar, paletler Ömer tahtında Kelam edelim, eteklerini sal Adamsın, bir vatan daha karanlıklardan geçer de adına tarih yazarlar Kadınsın, gözlerin öyle ürkek durmasın, yüzün cennet sedası Çıkın toprağınızdan Aziz babın dehşetli girdaplarında Tutunun göğe, göğe elleriniz sığmayabilir Yemin ederken, çekirgelerin zikrinde rüzgar ulaktır duyana Su’ya Lema’ya Kâinat’ta zerre kula. Tahribatına yüzün süreyim Ayaklarından, garbına muhabbetli mesaj Reçetelerin sevminde tahrik ederlerse, Dön öz acına Seni acınla sarsın toprak Koşsun, susamaz o deli kırat |
bizim çilemiz ne kadim...somutlama pek güzel.