geride kalanın hüznüyollar denizler gül memeler üstünde hayaller büyüterek gözyaşlarında gittiler o terkisinde yılkı kokular taşıyan sürgünlere uzanan rüzgar esip durdu çocuklar ve kadınların alnında hiç tanımadıkları adamlar hiç anlam veremedikleri nedenler için petrol kokulu sınırları bahane edip soldurdukları güllerin dikenlerine astılar arzularını suyunu kestiler bağçelerin gölgesizliğine gömdüler ölülerin nefesini zulmün korkunç yüzüne tebessümler sürerek yalanın sütüyle emzirdiler nefretin kalın kabuğunun ardına gizleyip necis suratlarını kalanları gidenlerin kefenlerine sarıp kandan ırmaklara saldılar gidenler bir musa düşü kurup kalanların kanlarının izinden dört nala giden atlar misali umudu acıya katarak gittiler... ne gidenler unutabildi kalanların o öksüz acılar barındıran gözlerini ne kalanlar gidenlerin vedaya dair son sessizliklerini payına düşen ölümü almak için dağılıp yeryüzü haritasında feryat figan Islık yanık ve karanlıktır artık zaman bombalarda yüreğinden parçalar bırakıp gidenler için ve paramparça yaşayıp kalanlar için |