sakın inçitmesukuta küs ayaklarım düşerken caddelerine labirent bir karmaşanın içinde kaybolur giderim sessizce oysa ki.... hep derdin ki sırtımızı döndüğümüz yerde başlıyordu gurbet yalan mıydı her şey şimdi ben gecenin buğulu camlarında dinlendiği yerdeyim kumdan duvarların yine yıkılıyor üstüme ki ben unutulmuş bir masalım ninelerin dilinde belki de yarım kalmış bir sevdayım o nasırlı ellerinde gözlerimin namlusuna sürdüğüm bu yalnızlığımla parmağım tetiğe değdi değecek hislerimle ki sen... çoktan esir düştün şehrimin esrik yağmurlu ellerine ve sen sustukça ben de sustum kördüğümler kendini düğümlerken gözlerimde ben bittim kendi içimde ve şimdi kendi içimde yetemiyorum kendi kendime söküp atsam kendimi kendi köklerimden ve uyusam ayın karanlık sinesinde söyle sesime ses olan sesin değer mi tenime ve ben hangi yangını kuşansam şimdi tenim yanar hangi yürek vazgeçer söyle sevgisinden ve hangi yürek sus sürülmüş trabzanlarda nöbete durur söyle bu kadar kolay mı vazgeçmek her şeyden ve aşk hasretinle dolduruyor şimdi sürecini ya tut ellerimden ya da çek git içimden ya da haydi gel sesin yüzümün gül rengi olsun sevinçler sabahlarımıza doğan ılıman bir güneş oysa ki biz sürgün değiliz ayrılığın ellerinde uzat ellerini tut bak ama avuçlarımda ki seni sakın incitme ay/su gece yine uzun sürecek belli akşamın gelişinden |
Kutlu dileklerimle.
Çok Beğendim.
…………………. Saygı ve Selamlar…