Varla Yok arasıgecenin en ağrılı bir vaktinde cılız bedenim düşerken toprağın soğuk sinesine ölmekten değil de be gülüm korkum seni bir daha görememekten susuyorum usuma sindirdiğim gazaba uğramış tümcelerime kırılgan yaralı günler düşerken sensiz kıbleme günahkar bedenimin secdeye vardığı saatlerde ve her düş ertesi bir daha kapılırken kederlere dökülürdü didarlarım sunak taşlarının üzerine bitişi yoktu bu gitmelerinin ey benim hayırsızım her ayrılık başka bir kederi taşırdı yaralı benliğime ki dişleri sökülen ne ayrılıklar yaşadım geceler boyu baharı olmayan güzler doğdukça ellerimin içine biliyordum sonu yoktu ne gitmelerin ne de bu sevmelerinin ama kalmakta vuslatı getirmedi hasretinle dolu yüreğime kınından çıkarıp bütün düşlerimi bir bir serdikçe güneşin yüzüne arazlı bir haykırış düşerdi yine gecelerime ve sen s u s u y o r s u n söyle ben hangi sen susuzluğuma bir damla su bulurum yüreğim çöllere bu kadar tutsak iken ve ben şimdi duvarlarıma gözlerini çiziyorum sonra da siliyorum gözlerin gözlerime neden gülmüyor diye ki ötelenirken bütün geceler s u s m a söyle insan kaç kere sever ki şu naçar ömründe ve zaman varla yok arası o ince çizgide dururken ay/su İstanbulda bir yerlerde |
süpermiş çok beğendim yüreğine sağlık