melek kanadında siyah noktalar 2
sorgusuz bir ölüm taşıyorum cesedimin sol cebinde.
komodinin gözünde unutulmuş bir fotoğraf, idamı verilmiş bir mahkum, soluğu kesilmiş bir anne çığlığı gibi ömrüm. mahremiyet olgusu üzerinden kaybettiklerime paralel şiirler susuyorum. yalnızlık, sana ve sen kadar diyordum ya işte çıkmaz bir sokakta sen çözülüyorum. fırtınalı bir mevsimin, tuğla rengi saçlarını okşadığı o kadın gibi. sessiz bir şarkıyla gözlerini ateşe veren adam gibi. ömürle arasına parmaklıklar konmuş, ölümlü ölümsüzlük hastası bir berduş gibi. kaldırım kenarlarında büyürken, ellerine çamur bulaşmış çocuğun anne korkusu gibi. kangren bir kentin, kan kokması gibi. melek kanadında siyah noktalar. çürümüş aylardan,sancılı günlerden geçerken, bir de sana ve sen kadar ürkerken. hatrı sayılmaz bir gonca gibi kırılırken. ufanmış bir kum tanesi gibi dökülürken umutlarım kalbimden. en çok bu mevsimde, bu kentin bu sokağında yokluğuna bir isim bulamazken. sana dair ve sen gibi bir şiir ararken sözcüklerin içinde, suni bir sevince boğuluyorum, çoktan seçmeli bir yokluğun içinde. korkudan çizilmiş bir hududa rest çekip, ustura ağzında biçimlenmiş derlenmiş bir toprağın avcunda, susamış bir gül gibi bükülüp, endamsız bir yolculuğa kesilmiş bilekleri bu ömrün. sonrası gitmek vakti.. üryan bir kente ne kadar yakışmışsa beyaz gelinlik, öyle oturuverdi boşluğuma bu veda. işte bitmek vakti. sol’sızım benim, melek kanadında siyah noktalar. - abdullah cemek |