Öküzün yükü
görüntü güzel değil
kadın değil bin bir renge bezenmiş kadın belki güzel, insanına göre ders belki ekin tarlasında mor çiçek veya beyaz papatya içi yüzünden ak yüzü içinden beyaz katlanmış örtüler taşlar arasında kadın taşlaşmış su arar ağırlığından kurtulup kendini atıp gideceği o güzel ülkeye ki ona yalnız insan der! kalktı güneşten önce, uyandı kadın önce emzirdi bebeğini sonra damdaki buzağıyı sürdü anasının memesine seyretti seke seke emişi düşlerini uyardı sağdı umudunu helkeye kadın ellerine aktı elleri kadına dünya gözünde ağardı ağaçtan ağaca atladığını gördü kol kalınlığında yılanın dönmedi arkasını geleceğine her yıl bir düğüm çözdü korkmadı önünde çoğalan işlemlerden not aldı bir resme suretini hayatın bir notada açtı çiçeği yaprağın boğulmuş sesi açıldı bıraktı Leyla’sı olmayı Mecnun’un kadındı kadın kadın insanlık işlemleri geri alınmış yazılı kâğıtlarda kalmış kimliği çekmiş öküzün yükünü omzu yere eğilmiş eğilmemiş başı taşıdığı yüklerden büyükmüş düşü kaldırırmış yüreği tek başına insanı insan olduğu yere ödülü insanlıkmış!.. 07. 03. 2016 / Nazik Gülünay |
Biri ölmüştür, biri de doğmamıştır. -- Çin Atasözü
................................................. Saygı ve Selamlar...