KİRPİĞİNDEKİ NEHİRLER
kirpiğinden nehirler geçiyor
uçsuz bucaksız nehirler salkım saçak mevsimler gölgesiz şehrin çocukları olmaya gör uçuk sularda şiir şehirler gibi sevdim ben seni ırmak boylarında kızıl güllerin harı içinde zincirleri parçalayan meçhul kitaplarlar dolusu rüya madalyonlar ters dönse de törelere boyun eğmemekti hayat şimdi gözlerinde apaydınlık bir medeniyet uyuyor yalpa vuran gemiler uzak uğultuların çığlığı unutuşlar sarıyor kahverengi iklimi sonra anımsıyorum ellerininin esmerliğini ilk yazın ilk sıcak düşünde uysal bir kediyim alıç kokan çocukların dizlerinde oynayan pas rengi bir yalnızlığa alışık yabancıyız tepeden tırnağa türküsü ve şiiri olmayan hayatlara çarpıyor yalnızlığımız gün eteklerinden kızıl nehirlere bırakıp gidiyoruz külden kanatları dağlar arkasına şimşir ağaçları gibi ölümsüsüz ankalar gibi yeniden küllerinden doğan hor öpüş kızıl bir gül taktım boynuma şehrin mahya şenliklerinde aşkın sağanak yağmurlarıylayım kırılıp gelen incelişlerinde sen bendeki şiir şehirsin ben sendeki har içindeki kızıl gül öpüyorum sessizce ırmak boylarında yaralarını saran zümrüdü ankayı kızıl nehirlerden öylece geçiyor uçuk yalnızlığımız meğer ankalara özenmekmiş hayat |
kutlarım şiir yüreği